Vegan olmak, sadece hayvanların haklarını savunmak değildir. Vegan olmak, aynı zamanda korunmaya muhtaç ve aciz durumda olan, yaşama mücadelesi veren masum herkesin hakkını savunmak, korumak demektir. Vegan olmak, adaletli olmak; herkese karşı adaletli olmak demektir. Vegan olmak "kuralları bütünüyle reddetmek" demek değildir. Vegan olmak; yaşama hakkının her canlıya ait olduğunu kabul edip; bunu bütün kuralların üzerinde, temel yasa olarak benimseyip; diğer bütün davranışlarına, bu yaşama hakkı prensibine göre yön vermek demektir.
Vegan olmak, aynı zamanda, sırf aynı dine; aynı coğrafyaya; aynı geleneklere ait değil diye ezilen, üstelik başkalarına hiç bir zararı olmadığı halde, kendince yaşamaya çalışan, ötekileştirilmeye çalışılan komşusunu, yoldan geçen yabancıyı, üniversitedeki öğrenciyi, aynı evde evlenmeden yaşayan kızların ve erkeklerin haklarını, sırf heteroseksüel değil diye dışlanan erkeğin; ya da kadının da yaşama haklarını savunmak, korumak, gerekirse bunun için kavga etmek demektir. Vegan olmak, sığ ve bağnaz toplum geleneklerini/öğretilerini/baskılarını reddetmek; sırf orada çoğunluk diye, kendinde diğerine nasıl yaşaması gerektiğini buyurma cüretini gören bir kaç mahalleliye kafa tutmak; gerekirse, bu sığ, egodan ve düşük özgüvenden beslenen kibirli ve kör zihniyetin durması için; ölümü, ölmeyi bile göze almak demektir.
Çünkü, özgürlükler, bir başkasının özgürlüğüne müdahale edildiği noktada biter. Ben sana, "Gidip sokaklarda çıplak dolaş; evinde sadece bir odan olsun; eşyaların pembeden başka bir renk olmasın! Akrabalarınla aynı evde yaşama. Evlenme ve çocuk yapma!" demiyorsam; sen de bana nasıl yaşamam gerektiğine dair karışma hakkına sahip DEĞİLSİN. Ne cüretle, hangi kuvvetle, ne biçim bir yüzsüzlükle; senin gibi olmayanın, yasalarla korunan özel alanına, özel hayatına müdahale edersin? Kimsin sen!!!!! Hiç aynaya baktın mı? Yaratmadığın, hiç var edemeyeceğin bir canı, hayattan soğutabilecek; ya da onu tektipleştirmeye çalışacak kadar ileri gitmene neden olan hasta mantığı nereden edindin? Gaylerin de, en az heteroseksüellerin olduğu kadar yaşamaya hakkı var. Evliliğe inanmayan; ya da herhangi bir dine mensup olmayan insanların da, en az evlilik propagandası yapan; ya da bir dine mensup insanlar kadar yaşama hakları var. Onların özel alanlarına, özgürlüklerine müdahale ettiğin anda; senin de özgürlüğün biter. SUS artık kör, cahil, sığ zihniyet! Çünkü, kendin gibi olmayanları ötekileştirip; onları yaşadıkları yerden kovmaya/yok etmeye yönelik bir davranış; NEFSİ MÜDAFAA HAKKI verir ötekileştirdiğin, yaşam haklarına saldırdığın kimselere ve bu da, senin "Ben yok olmak istiyorum; size haddim olmadığı halde, bunun için saldırdım, yaşama hakkınıza/özgürlüğünüze çomak soktum, hadi beni yok edin." dediğin anlamına gelir ki; bu, kendi kuyunu kazmanla eşdeğerdir. Susa susa, buralara kadar geldi bu ahlaklı olduğunu iddia eden; ama ahlakla zerre kadar bağı olmayan bu zihniyet. Artık susmak yok! Artık, öznesi; nesnesi biz olmasak bile, kimin yaşama hakkına müdahale edildiğini görsek, bunu engellemek için elimizdeki her şeyi kullanma vakti! Artık daha gür çıkacak sesimiz. Bir zamanlar Fransa'da kadınlar, özgürlüklerini kazanabilmek için kendilerini yakmışlardı! Biz de hakkımız olan, buna hakkı olan tüm masumlar adına sağlayacağız adaleti ve özgürce yaşama hakkını, yeniden ve yeniden inşa edeceğiz! Biz her yerdeyiz. Birimiz kaybolsa; bir diğerimiz çıkar çoğalarak.
ÇÜNKÜ, BU, YERYÜZÜNÜN GELMİŞ GEÇMİŞ EN HAKLI DAVASIDIR!
Yazar: Telâbeera Arça
Vegan olmak, aynı zamanda, sırf aynı dine; aynı coğrafyaya; aynı geleneklere ait değil diye ezilen, üstelik başkalarına hiç bir zararı olmadığı halde, kendince yaşamaya çalışan, ötekileştirilmeye çalışılan komşusunu, yoldan geçen yabancıyı, üniversitedeki öğrenciyi, aynı evde evlenmeden yaşayan kızların ve erkeklerin haklarını, sırf heteroseksüel değil diye dışlanan erkeğin; ya da kadının da yaşama haklarını savunmak, korumak, gerekirse bunun için kavga etmek demektir. Vegan olmak, sığ ve bağnaz toplum geleneklerini/öğretilerini/baskılarını reddetmek; sırf orada çoğunluk diye, kendinde diğerine nasıl yaşaması gerektiğini buyurma cüretini gören bir kaç mahalleliye kafa tutmak; gerekirse, bu sığ, egodan ve düşük özgüvenden beslenen kibirli ve kör zihniyetin durması için; ölümü, ölmeyi bile göze almak demektir.
Çünkü, özgürlükler, bir başkasının özgürlüğüne müdahale edildiği noktada biter. Ben sana, "Gidip sokaklarda çıplak dolaş; evinde sadece bir odan olsun; eşyaların pembeden başka bir renk olmasın! Akrabalarınla aynı evde yaşama. Evlenme ve çocuk yapma!" demiyorsam; sen de bana nasıl yaşamam gerektiğine dair karışma hakkına sahip DEĞİLSİN. Ne cüretle, hangi kuvvetle, ne biçim bir yüzsüzlükle; senin gibi olmayanın, yasalarla korunan özel alanına, özel hayatına müdahale edersin? Kimsin sen!!!!! Hiç aynaya baktın mı? Yaratmadığın, hiç var edemeyeceğin bir canı, hayattan soğutabilecek; ya da onu tektipleştirmeye çalışacak kadar ileri gitmene neden olan hasta mantığı nereden edindin? Gaylerin de, en az heteroseksüellerin olduğu kadar yaşamaya hakkı var. Evliliğe inanmayan; ya da herhangi bir dine mensup olmayan insanların da, en az evlilik propagandası yapan; ya da bir dine mensup insanlar kadar yaşama hakları var. Onların özel alanlarına, özgürlüklerine müdahale ettiğin anda; senin de özgürlüğün biter. SUS artık kör, cahil, sığ zihniyet! Çünkü, kendin gibi olmayanları ötekileştirip; onları yaşadıkları yerden kovmaya/yok etmeye yönelik bir davranış; NEFSİ MÜDAFAA HAKKI verir ötekileştirdiğin, yaşam haklarına saldırdığın kimselere ve bu da, senin "Ben yok olmak istiyorum; size haddim olmadığı halde, bunun için saldırdım, yaşama hakkınıza/özgürlüğünüze çomak soktum, hadi beni yok edin." dediğin anlamına gelir ki; bu, kendi kuyunu kazmanla eşdeğerdir. Susa susa, buralara kadar geldi bu ahlaklı olduğunu iddia eden; ama ahlakla zerre kadar bağı olmayan bu zihniyet. Artık susmak yok! Artık, öznesi; nesnesi biz olmasak bile, kimin yaşama hakkına müdahale edildiğini görsek, bunu engellemek için elimizdeki her şeyi kullanma vakti! Artık daha gür çıkacak sesimiz. Bir zamanlar Fransa'da kadınlar, özgürlüklerini kazanabilmek için kendilerini yakmışlardı! Biz de hakkımız olan, buna hakkı olan tüm masumlar adına sağlayacağız adaleti ve özgürce yaşama hakkını, yeniden ve yeniden inşa edeceğiz! Biz her yerdeyiz. Birimiz kaybolsa; bir diğerimiz çıkar çoğalarak.
ÇÜNKÜ, BU, YERYÜZÜNÜN GELMİŞ GEÇMİŞ EN HAKLI DAVASIDIR!
Yazar: Telâbeera Arça
Yorumlar
Yorum Gönder