Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlacı Zehirden Ayıran Dozdur

Deyimleri severim... ‘Doyasıya yaşamak’ deriz, bir de ‘hayatı zehir etmek’ deriz mesela. Bir de ‘ dozunda yaşama k’ vardır. Her gün bezgin, bıkmış, perperişan haliyle karşınızda: “Şu hayatı doyasıya yaşayamadım gitti” diyen insanlar vardır etrafınızda. Önce siz de durup düşünür, ne eksik acaba diye tartar, çoğu zaman elle tutulur bir netice alamadan sükunet içinde ve başınızla hafifçe onaylayarak dinlersiniz, geçer. Günümüzde, doyasıya yaşamak denen şey nedir? Ayrıca, doymak iyi bir şey midir? Doygunluktan sonra bünyede marazlar zuhur etmez mi mesela, mideyi fazla doldurmayın demiyor mu şimdi gastroenterologlar? Doygunluktan sonra düşüşe geçmez mi mesela eğriler? Galiba doymak iyi bir eylem olmasa gerek. O zaman doymasak daha iyi hayata. Unutmuşum, bir de dibine kadar yaşamak var. Etrafınızdaki çılgın kalabalıktan bunların her birinin müşahhas örneklerini görebilirsiniz. Bir türlü doyasıya yaşayamayan, “dibine” kadar yaşayamayan ya da tam tersi bunları yaşayan ama y

Çakal Tercüman

Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş." Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi: "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var." "Ne söyledi?" dedi baba. Tercüman yanıtladı: "Dedi ki,

En İyi Bira Efes Pilsen

Birgün Carlsberg, Miller, Tuborg ve Efes Pilsen'in başkanları barda içmeye gitmiş. Garson gelince teker teker söylemişler; - "Ben bi Carlsberg alayım." - "Ben bi büyük Miller istiyorum." - "Ben Tuborg içeceğim." Sıra Efes Pilsen'in başkanına gelince; - "Ben bir soda alayım.". demiş. Garson gidince yanındakiler sormuş, "Yahu sen niye Efes Pilsen istemedin" - "Kimse bira içmiyordu, ben de size uyayım dedim." demiş.

Üretilmiş Muhalefet

Çok yakın zamanda bir seçim atlattık. Sonuç değişmedi ve millet iradesi galip geldi... Bununla birlikte değişmeyen bir şey de senelerdir devam eden seçimlerden önce İngiltere'yi ziyaret edenin seçimi kazanacağı gerçeği de bir daha ispatlanmış oldu. İdeolojileri bu kadar ters partilerin de bir araya gelmesi de buna bir işarettir. Oysa bu durum mevcut yönetimi destekleyenlere sizin başkanınız o kadar önemli ki devirmek için tüm dünya bir araya gelmiş mesajı verdi. Bu anlamda Banu Avar tarafından 2014 yılında yazılmış makale de muhalefetle ilgili aklınızdaki soru işaretlerini giderecek cinsten. Bu deyimi ilk kullanan Amerika’da ‘sol’ kisveli istihbarat uzmanlarıdır.. Bu bir yöntemdir ve ‘Yumuşak Güç’ yönteminin temel taşıdır. Emperyalizm, hedef ülkelerde iki kanadı da denetimde tutmak zorundadır. Bu nedenle KONTROLLÜ bir muhalefeti, yine kendi denetlediği iktidarın karşısına koymaktadır. Çeşitli parababaları ve vakıflar, gerek iktidar, gerekse ‘üretilmiş MUHALEFET

Biat Etmek Nedir? Ne Anlama Gelmektedir?

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz biat etmek kelimesinin kökenini araştırmaya karar verdim. Birçok İnternet kaynağından yaptığım araştırmaların sonucunu da bu makalemde özetlemeye çalıştım. Makalemde kökeni Arapça olan biat etmek fiilinin anlamını, kullanım amacını, ne demek olduğunu detaylıca açıklamaya çalıştım. Türk Dil Kurumu(TDK) sözlüğünde biat etmek kelimesi aşağıdaki gibi açıklanmış: biat etmek  birinin egemenliğini tanımak, kabul etmek: Başkalarından önce sadrazam, sonra da diğerleri biat ediyorlar. A. Ş. Hisar. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili son zamanlarda kullanılan bu kelimenin anlamı birinin egemenliğini tanımak veya kabul etmektir. Bu konunun siyasi boyutuna girersek bu sözcüğü kullananların da farklı anlamlarda kullandığını veya bu sözün kullanan kişiler için farklı anlamlar taşıdığını görebiliriz. Ama tabi ki bu makaledeki amacımız kişiler üzerinden bu sözün anlamını tartışmak yerine biat etmek fiilinin genel anlamını pa

Bakış Açısı

Matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar: - Bir ağacın dalında 5 tane kuş var. Taş attım, iki tanesini vurdum. Geriye kaç kuş kalır? Öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar: - Hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider. Öğretmen gülümser: - Hayır. Doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim. Öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. Ders devam ederken tekrar parmak kaldırır: - Bir soru da ben sorabilir miyim? Öğretmen izin verir. - Sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. Biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. Kadınlardan hangisi evlidir? Öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır: - Hmm...şey..yalayan? Öğrenci yanıtlar: -Hayır, parmağında alyans olan. Ama bakış açınızı sevdim.

Çoğu İsteyen Aza Sahip Olandan Daha Fakirdir

Birileri insanlardaki para kazanma hırsını yeni dünya düzeninin bir parçası olarak göstermeye çalışsa da geçmiş zamanlardan gelen her şeye sahip olma dürtüsünün sadece para olarak şekil değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz. Bu makalemde de Tolstoy'un "İnsan Ne İle Yaşar" adlı kitabında, Çiftçi Pahom’ un hazin ve ibretlik öyküsü anlatmak istiyorum. Fırsat bulursanız mutlaka okumanız gereken ve hayatta etik değerlerin, ve göz tokluğunun ne kadar önemli olduğunu anlatan bir çok olaylar cereyan etmekte. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Reis Pahom’a  -“Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar kat ettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım. Yoksa bütün hakkını k

Zayıf Erkek Psikolojisi

Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel performansınızda ki başarısızlığın kıyaslanmasını istemiyorsunuz. Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz. Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir ediyorsunuz. Ben sana güveniyorum da çevreye güvenmiyorum diyenleriniz az değildir. Aşağılık kompleksinin adı oluverir kıskançlık, kıskançlığı sevgi yapan geri zekalılık. Özgür düşünen, güçlü, kişilikli kadınlardan korkuyorsunuz, çünkü ne kadar aciz olduğunuzla yüzleşmekten kaçıyorsunuz. Bir erkek her haltı yediğinde görmezden geliyorsunuz, ama bir kadın ''bedenim benimdir sana ne dese'' adını çıkartmaktan hiç gocunmuyorsunuz. Ahlakı kişilikte kaybettiniz, kadının apış arasında arıyorsunuz. Namusunuzu kadın kazandırır, nasıl bir erkek olduğunuz kadına göre ölçülür. Utanmanız

Mustafa Kemal Atatürk'ten Başarı Sırları

Başarının sırları Ben, bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem; o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür. (Hasan Rıza Soyak, Yakınlarından Hatıralar, 1955, s. 10) Güçlükler karşısında yılmamak gerekir. (Afetinan, M.K.Atatürk’ten Y, s.11) Başarıda insanın önemi Yeni kuruluşlar için bina, para, ortam olanaklarından söz edilmesi üzerine söyledikleri: – Gerekli sebeplerde hata ediyorsunuz! Bana, yeni bir kuruluş oluşturacağınız yerde cansız maddelerden söz ediyorsunuz; halbuki bana adamdan söz etmelisiniz! Filân yerde Ali Bey var, deyin; onu, gözümde canlandırın! Eğer bu Ali Bey istenen adamsa binayı da, parayı da, etrafına toplanacak kitleyi de yaratır. Taşa toprağa değil, insana değer verin! 1933 (Atatürk’ten B.H., s. 59) Karar ve uygulama Herhangi bir zorluk önünde kaldığım zaman benim yaptığım iş şudur: Durumu iyice belirlemek, sonra bu durum karşısında alınacak önlemlerin ne olduğuna karar vermek. Bu kararı bir kere ve

Amerika'yı Keşfeden Temel

Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla Amerika'ya giderler. Bayağı dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar. Sabah kalktıklarında etraflarında bir sürü kızılderili görürler, çok korkarlar.. Temel Dursun’a “Bunlar hayatta saz görmemiştir, bir saz çalayım da kaçsınlar” der.  Temel’in sazı çalmasıyla kızılderililer hızla kaçarlar.  Dursun “vaay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın… o zaman buranın adı TEKSAZ olsun” der.  Ertesi gün uyurlar; uyandıklarında gene karşılarında kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel “dur başka bir yöntemim var” der ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya başlarlar. Dursun da “mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı LAZVEGAZ olsun” der.  Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar; sabah kalktıklarında etraflarında gene kızılderilileri görürler. Bu sefer Dursun “bir de ben saz çalayım de korkup kaçsınlar” der. Dursun sazı çalar ama kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun’un götüne sokarlar. Temel de “ehe…bu sazı

Yedi Gerçek Öğrendim

Budist rahipler, artık yetiştiğini düşündükleri bir öğrencilerini, yola çıkmadan önce çağırdılar. Başrahip öğrenciye tek bir soru sordu: * "20 yıldır buradasın, neler öğrendin?" "Yedi gerçek öğrendim" dedi öğrenci. * "Yirmi yıldır buradasın, sadece yedi gerçek mi öğrendin?" "Evet, yedi gerçek öğrendim..." * "Say" dedi başrahip, * "Birincisi..." dedi başrahip. "Dostluklar ikiye ayrılır: Kalıcı dostluklar ve geçici dostluklar. Hayatta bir zorluk ortaya çıktığı anda bozulan dostluklar daha çoktur, kalıcı dostluklar çok azdır..." * " İkincisi " dedi başrahip. "İnsanların çoğunluğu kalplerini ve beyinlerini geçici değerlere ayırmışlar. Bu değerler uğruna kendi gerçek niteliklerinden taviz vermekten, kötü şeyler yapmaktan çekinmiyorlar..." * " Üçüncüsü " dedi başrahip. "İnsanlar, amaçlarına ulaşmak için birbirlerini ezmekten çekinmiyorlar. Oysa başkasına kötülük

Temel Gizli AJAN

Temel turist olarak Amerika'ya gitmiş. Aradan bayağı bir zaman geçmiş ve Temel'in parası tükenmiş. Açlığa fazla dayanamayacağını anlayan Temel sonunda dayakta olsa, bulaşık yıkamakta olsa yemek yemeye karar vermiş. Sağına bakmış lüks bir lokanta, soluna bakmış normal bir lokanta.  "Ulan normal lokantada dayak yeyip bulaşık yıkayacağıma lüks lokantada dayak yerim. Bari yediğim dayağa değecek bir yemek olsun" diyerek lüks lokantaya girmiş.  İçerideki herkesin top sakallı olması ilgisini çekmiş ve yemeğini yemeye başlamış. Yan masada yemek yiyen adam kalkmış ve kapıya doğru yürümeye başlamış. Kasada görevli olan adam beyefendi hesap demiş adamda top sakalını kaşıyarak görmüyor musun AJANIM demiş ve çıkmış.  Bu bir iki üç derken Temel'in kafa hemen çalışmış ve yemeğini yedikten sonra kapıya doğru yönelmiş. Kasadaki adamda beyefendi hesap demiş Temel'de görmüyor musun AJANIM demiş. Nasıl AJANSINIZ demiş ve Temel sağına soluna bakarak fermuarını i

Bal Sürüyormuş

Bir gün bir adam ormanda kaybolur gece karanlığında bir kilise görür ve geceyi burada geçirebileceğini düşünür. Kapıyı çalar. Başrahip kapıyı açar. Baş rahibe Tanrı misafiri olduğunu, yolunu kaybettiğini bir gece kalıp gideceğini anlatır. Başrahip ise Tanrı misafiri olduğunu ve istediği kadar kalabileceğini söyler. Gece herkes uyumaya çekilir, fakat adamın gece yarısı tuvalete gitme ihtiyacı doğar ve tuvaleti aramaya koyulur. Önce bir kapıyı açar bakar ki güzel bir kadın geceliğiyle ortada dolaşıyor... Adam çok şaşırır... Sonra başka bir kapıyı açar burada da rahipler yerde daire biçiminde oturmuş. Hepsinin aleti meydanda ortada da bir sinek uçuyor. Adam yine de şaşırır; Adam sonra bir kapı daha açar ve adam birde ne görsün. Rahiplerden biri aletinden tavana asılmış... Adam o kadar şaşırır ki ne yapacağını bilemez. Gece olduğu için korkusundan da bir şey yapamaz ve bir an önce sabah olsun da buradan kurtulayım diye düşünür.  Neyse... Adam tuvaleti bulur ve iht

Rahibenin Günah Çıkartması

Bir rahibe günah çıkartmak için rahibin yanına gidiyor. Rahibe: -Benim hayatımda bir erkek var, ama orospu çocuğunun teki diyor. Rahip soruyor: -Neden ona orospu çocuğu diyorsun? -Çünkü o benim yanağımı okşayıp, beni öpüyor. Rahip, rahibenin yanağını okşamış ve öpmüş sonra sormuş: -Böyle mi? -Evet! -Bu ona orospu çocuğu demeni gerektirmez kızım! -Ama o benim elbiselerimi çıkartıp vücudumu da okşayıp öpüyor. Rahip rahibenin elbiselerini çıkartmış ve bir süre sevişmişler. Sonra rahip yeniden sormuş: -Böyle mi? -Evet! -Ama bu da ona orospu çocuğu demeni gerektirmez. -İyi de peder, sonra bir güzel beceriyor beni. Rahip bunun üstüne rahibeyi beceriyor ve tabii ki soruyor; -Böyle mi? -Evet diyor yeniden rahibe. Rahip: -Bu da ona orospu çocuğu demen için yeterli sebep değil. Rahibe bu sefer bağırıyor: -Ama o AİDS'liymiş. -Vay orospu çocuğu!

Çocukken Hepimizin En Azından Birini Yaptığı Yaramazlıklar

Çocuklukta yaptıklarımızı hatırladığımızda hafif gülümser, yada yediğimiz dayakları düşünüp belki birazcık da üzülürüz. Sonuçta çocuk aklıyla yaptıklarımızı, çocuk psikolojisinden anlayan birilerinin değerlendirmesi her zaman imkansız olabilir. Şöyle bir arkaya yaslanın... Aşağıdakilerden en az bir kaç tanesini yapmamış çocuk var mı aranızda ? -Bakkaldan eve gelene kadar ekmeğin bütün kıtır yerlerini koparıp yemek. -Ağzını tıka basa leblebi tozuyla doldurup karşındakinin yüzüne yaklaşarak ''papaz'' demek . -Demir parmaklığı olan evlerin önünden geçerken eldeki çubukla parmaklıktan tırrrrrrrrrrrrrrrrrkkk sesleri çıkarıp ev sahiplerini rahatsız etmek. -Perdeden perdeye uçarak tarzancılık oynamak ve kopan korniş yüzünden anneden hafif yollu sopa yemek. -Masanın altına uzay gemisi Atılgan'ı çizip uzaycılık oynamak, çiğnenmiş ekmek içiyle sivri kulak yapıp Mistır sıpak olmak. -Bozuk para,düğme,inci gibi şeyleri yutmak ve anne gö

Kadınların Yaşamdaki Süreçleri

YAŞ / İÇKİ 17 – Bira 25 – Beyaz şarap 35 – Kırmızı şarap 48 - Şampanya 66 – Su YAŞ /   SAÇLAR 17 – Yıkamak 25 – Şampuan ve Yumuşatıcı ile yıkamak 35 – Boyatmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak 48 – Boyatmak, bakım yapmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak 66 – Peruğa bakım yapmak YAŞ /   FAVORİ SPOR 17 - Alışveriş 25 - Alışveriş 35 - Alışveriş 48 - Alışveriş 66 - Alışveriş YAŞ /   MÜKEMMEL BİR BULUŞMA 17 - Burger King 25 – Bedava yemek 35 – Elmas yüzük 48 – Daha büyük elmas yüzük 66 – Evde tek başına YAŞ /   RÜYALARIN ERKEĞİ 17 – Uzun, esmer ve yakışıklı 25 – Uzun, esmer, ve paralı bir yakışıklı 35 – Uzun, esmer ve hem paralı hemde akıllı bir erkek 48 – Saçları olan bir erkek 66 – Bir erkek YAŞ /   İDEAL SEVGİLİ 17 – Yemeği ödemeyi öneren 25 – Yemeği ödeyen 35 – Ertesi sabah kahvaltı hazırlayan 48 – Ertesi sabah çocuklar için kahvaltı hazırlayan 66 – Kahvaltısını çiğneyebilen

Kıyafet Bir İnsanın Kalbindekini Anlatamaz...

Çoğu zaman insanların dış görünüşüne, giyimlerine-kuşamlarına bakarak belirli konularda karar veririz. Oysa dış görünüşün çoğu zaman gerçek görüntüyü gizlemek için bir araç olduğunu unuturuz. İşte bu olayı anlatan ve belki de çoğunuz daha önce duyduğu bir hikaye. Eminim ki bu hikayeyi bir daha okuduktan sonra dışarıdaki insanlar konusunda çok daha dikkatli olacaksınız... Aynı zamanda sevdiklerinizi, yakınlarınızı da birilerine emanet ederken çok daha ayrıntılı düşüneceksiniz... Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar; “Bu kuş senden şikayetçi, neden kanadını kırdın?” Derviş kendini şöyle savunur: “Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı” Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle

Evlilik Ağacı

Yeni evli bir çift evliliklerinin daha ilk aylarında, evliliğin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını düşünüyorlardı.... Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa da, evlenmeden önce sık sık birbirlerini çok sevdiklerine dair ne kadar sözcükler kullanıyorlardı. Ama şimdilerde, küçük bir söz, ufak bir hadise aralarında orta çaplı bir kavganın çıkmasına yetiyordu. Bir akşam oturup, ilişkilerini gözden geçirmeye karar verdiler. Her ikisi de, boşanmayı istememekle beraber, işlerin böyle gitmeyeceğinin farkındaydılar. Bu yüzden bir çözüm bulmak zorundaydılar. Erkek, “Aklıma bir fikir geldi”dedi. “Bahçeye bir ağaç dikelim ve eğer bu ağaç üç ay içinde kurursa boşanalım. Kurumaz da büyürse ayrılmayı bir daha aklımızdan geçirmeyelim. Bu süre içinde de ayrı ayrı odalarda kalalım.” Bu ilginç fikir eşinin da hoşuna gitti. Ertesi gün gidip bir meyve fidanı aldılar ve birlikte bahçeye diktiler. Aradan bir ay geçti. Bir gece bahçede karşılaştıl

Değiştirebilmenin Sırrı Kabullenmektir.

Herkesi ve olayları olduğu gibi kabullenmek, düşüncenin çekim gücü, farkında olarak yaratmaktan sonra gelen evrenin üçüncü önemli yasasıdır. Trafiktesiniz ve hızlı araba kullanıyorlar, bırakın kullansınlar. Bu onların hayatları (siz sinirlenince hızları azalmıyor, yalnızca siz hızlı araba kullananları kendinize çekiyorsunuz). Parktasınız insanlar çöpleri yere atıyor, bırakın atsınlar bu onların hayatları (bağırıp çağırınca çöpler çöp kutusuna atılmıyor ve siz çöp atanları kendinize çekiyorsunuz). Hava alanındasınız bazı insanlar sandalye yerine yerde oturuyor. Bırakın otursunlar. Bu onların hayatları. (sandalyede oturunca daha saygın olunmuyor ve siz düzensizlikleri kendinize çekiyorsunuz.) Sonuçta herkes kendi yaratıcılıklarını kullanarak, kendi hayatlarını yaşıyor. "İyi de o kişiler böyle davranmakla kendilerine ve etrafa zarar veriyorlar" diyeceksiniz. Fark etmiyor. Evren o insanlara da size sunduğu olanakları tanıyor. Bırakın o insanlar, ha

Hayata Farklı Bir Pencereden Bakmayı Dene... Belki de Şükretmenin Zamanı Gelmiştir...

Bir gün kitap okumak için parka gitmiş, yaşlı bir söğüt ağacının uzun, dağınık dallarının yanındaki boş banka oturmuştum. Hayatımdan bezmiş bir halde, dünyanın alay edercesine, üst üste silleler vurmasına içerlemiş, homurdanıyordum. Tüm bunlar günümü mahvetmeye yetmezmiş gibi, oyun oynamaktan bitap düşmüş küçük bir çocuk nefes nefese çıkageldi. Yanı başımda, kafası aşağı eğik bir şekilde durdu ve büyük bir heyecanla bana “Bak ne buldum!” diyerek elindekileri gösterdi. Elinde bir çiçek vardı ve çiçek acınacak durumdaydı. Çiçeğin bütün yaprakları yırtılmıştı. Sanırım çiçek ya yeterli yağmur görmemiş ya da pek ışık alamamıştı. Çocuğun ölü çiçeği alıp gitmesi için sahte bir gülücük attım ve kafamı başka yöne çevirdim. Ancak çocuk dönüp gideceğine yanıma oturdu. Çiçeği burnunun üstüne getirerek, şaşırmış bir şekilde: - “Bu kesinlikle çok hoş kokuyor ve ayrıca da çok güzel. İşte bu yüzden onu kopardım; al, bu senin için.” diyerek çiçeği bana doğru uzattı. Geti

Örneklerle JavaScript setDate Fonksiyonu Kullanımı

JavaScript web programlama dilinde setDate fonksiyonu tarih verisindeki günü istediğimiz güne ayarlamak için kullanılan fonksiyondur. Bu makalede setDate fonksiyonunun kullanımı örneklerle göreceğiz. setDate fonksiyonu kullanımı konusundaki en önemli noktalardan biri olan gün parametresinin nasıl kullanıldığı ve değer aralığı dışına çıkıldığında nasıl bir sonuç döndürdüğünü örneklerle anlatmaya çalışacağım. Fonksiyonun genel kullanımı Date.setDate(day) şeklindedir. Fonksiyon geriye günü istenilen tarihe değiştirilmiş gün döndürür.setDate fonksiyonunun örnek kullanımı aşağıdaki gibidir. var  d =  new  Date(); d. setDate ( 15 ); setDate fonksiyonu çok eski bir fonksiyon olduğu için tüm web tarayıcıları tarafından desteklenir. Genel fonksiyon tanıtımından sonra fonksiyona parametre olarak verilen gün değeri ile ilgili detayları paylaşmak istiyorum. Gün değeri normalde geçerli ay maksimum gün kadar belirlenebilecekken JavaScript setDate fonksiyonunda bu durum biraz farklı

Örneklerle JavaScript getDate Fonksiyonu Kullanımı

getDate fonksiyonu JavaScript web programlama dilinde tarih fonksiyonlarından biridir ve verilen tarih için gün değeri sonuç olarak döndüren fonksiyondur. Fonksiyonun genel kullanımı Date.getDate() şeklindedir. Yani bu fonksiyon bir tarihe uygulanır. Örnek kullanımı aşağıdaki gibidir: var  d =  new  Date(); var  n = d. getDate (); getDate fonksiyonu çok eski bir fonksiyon olduğu için tüm web tarayıcıları tarafından desteklenir. getDate fonksiyonun girilen tarih için gün değerini sonuç olarak döndürdüğü için sonuç aralığı 1 ile 31 değeri arasında olabilir. Örnek Uygulama Bu gün için gün değerini görmek için butona tıklayınız. Dene Sonuç: Örnek Uygulama Kodları: Bu gün için gün değerini görmek için butona tıklayınız.<br /> <button onclick="myFunction()">Dene</button> <br /> Sonuç:<br /> <div id="demo"> </div> <script> function myFunction() { var d = new Date(); var n = d.getDate(); do