Herkesi ve olayları olduğu gibi kabullenmek, düşüncenin çekim gücü, farkında olarak yaratmaktan sonra gelen evrenin üçüncü önemli yasasıdır.
Trafiktesiniz ve hızlı araba kullanıyorlar, bırakın kullansınlar. Bu onların hayatları (siz sinirlenince hızları azalmıyor, yalnızca siz hızlı araba kullananları kendinize çekiyorsunuz).
Parktasınız insanlar çöpleri yere atıyor, bırakın atsınlar bu onların hayatları (bağırıp çağırınca çöpler çöp kutusuna atılmıyor ve siz çöp atanları kendinize çekiyorsunuz).
Hava alanındasınız bazı insanlar sandalye yerine yerde oturuyor. Bırakın otursunlar. Bu onların hayatları. (sandalyede oturunca daha saygın olunmuyor ve siz düzensizlikleri kendinize çekiyorsunuz.)
Sonuçta herkes kendi yaratıcılıklarını kullanarak, kendi hayatlarını yaşıyor.
"İyi de o kişiler böyle davranmakla kendilerine ve etrafa zarar veriyorlar" diyeceksiniz.
Fark etmiyor.
Evren o insanlara da size sunduğu olanakları tanıyor. Bırakın o insanlar, hayatlarını sizin istediğiniz gibi değil kendi istedikleri gibi yaratsınlar. Bu kişiler en yakınlarınız anneniz, babanız, iş arkadaşlarınız, eşiniz veya çocuklarınız dahi olsa, siz onlara sadece uyarıcı, öğretici veya örnek olabilirsiniz.
Onların sizin kurallarınıza göre yaşamasını bekleyemezsiniz.
Bunun yanında insanların siz istediniz diye değişmelerini asla beklemeyin çünkü olmaz!
Bu sizin elinizde olan bir şey değil.
Evrenin her şeyi olduğu gibi kabullenmek yasasını değiştiremezsiniz.
Değiştirebileceğiniz sadece kendi düşüncelerinizdir.
Kendinize "Ben niye hoşuma gitmeyen kişiler, sevmediğim olaylarla iç-içeyim?" diye sorun.
Bunları, düşüncelerinizle kendinize çekiyorsunuz.
Düşüncenin çekim gücü yasası siz farkında olsanız da, olmasanız da, işleyen bir yasadır.
İyi veya kötü ne düşünürseniz gelir sizi bulur.
Yorumlar
Yorum Gönder