Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Tablonun Kimin Eseri Olduğunu Belirlemek İçin İpuçları

Bu makale biraz ilginç... Makalede ressamlar konusunda genel kültür olarak gelişmenizi esprili bir dille anlatmayı hedefliyorum. Makaledeki amacım bir resmin hangi ressam tarafından yapıldığını ile ilgili fikir yürütmenizi sağlamak ÜNLÜ BİR TABLOYA BAKTIĞINIZDA, YAPAN RESSAMI BİLEMİYORSANIZ, Resimdeki kadın erkek, alayının poposu değirmen taşı kadar büyükse; Peter Paul Rubens Resimdeki adamlar, şaşı, kıvırcık saçlı ve travestiye benziyorsa; Caravaggio Eğer herkesin vücudunda “töööbe bismillah, n’oolmuş lan buna” dedirten bariz bir tuhaflık varsa; Pablo Picasso Resim, kafanızın trilyon olduğu bir gece veya sabaha dair hatıralar gibiyse; Dali Resim karanlık ve insanların suratında kabızlıktan ölüyormuş gibi bir ifade varsa Titian Resimde çok çok fazla insan var ve insanlar normal görünüyorlarsa; Bruegel Herkes, kadınlar da dahil %80 Putin'e benziyorlarsa; Van Eyck Resimdeki insanlar, tozlanmış da grup seks yapıyormuş gibi görünüyorlarsa; Bo

BEKA DEDİKLERİ ŞEY! - Özcan PEHLİVANOĞLU

Genelde okuduğum ve çok beğendiğim makaleleri bloğumda her zaman ulaşabilmek için eklerim ve çoğu zaman yayınlamam. Ama günümüzde de anlamı üzerine çokça tartışılan beka kelimesi ile ilgili karşıma çıkan ve Özcan PEHLİVANOĞLU tarafından kaleme alınan bu makaleyi herkesle paylaşmak istedim. Uzun süredir birilerinin ağzında sakız olmuş bir “beka” sözcüğü var. Nedir bu beka kelimesinin anlamı diye bakınca; “kalıcılık, ölümsüzlük, ölmezlik, devamlılık, evvelki hal üzerine kalma, daim ve sabit kalma”yı görüyorsunuz.  Türk Milleti için devlet ve millet varlığının, ölümsüz olması bir ideal ve hedef olarak daima halkın önüne konmuştur. Bu sebeple Türk Milletinin her ferdi kendi yaşamını önemsediği kadar milletin ve devletin varlığını da önemser. Hatta devletin ve milletin kalıcılığı bir çoğumuzda her şeyin önünde yer alır.  “Devlet-i Ebed Müddet” kavramı bu anlayışın bir dışa vurumudur. Ya da halk arasında çok sık kullanılan “ya devlet başa ya kuzgun leşe” deyimi, devlet ve mi

Kur'an-ı Kerim'de Beka

Beka, Allah'ın varlığının sonsuzluğunu ifade eden kelamdır. Sözlükte "sebat ve devam etmek, ke­sintiye uğramadan geleceğe doğru sü­rüp gitmek" anlamına gelen beka, te­rim olarak Allah Teala'nın varlığına her­hangi bir yokluğun gelemeyeceği (fena­nın selbi) manasını taşır; zıddı fena'dır.  Kur'an'da beka sıfatı ism-i tafdil ve fiil şeklinde Allah'a nisbet edildiği gibi aynı mana­da olmak üzere ahir ve samed isim­leri de 0'na izafe edilmiştir. Ayrıca Kur'an'da Al­lah'ın beka sıfatını ölümsüzlük, fena bul­mamak gibi kavramlarla ifade eden baş­ka ayetler de mevcuttur. Hadislerde Cenab-ı Hakk'ın beka ile vasıflandı­ğını gösteren, bu lafızdan türemiş veya yakın anlamlı kelimelerden teşekkül et­miş birçok esma-i ilahiyye vardır. Bekanın en sade ve ve­ciz tarifini Hz. Peygamberin, "Aİlahım! Sen evvelsin, senden önce hiçbir şey yok­tur; sen ahirsin, senden sonra hiçbir şey olamaz" şeklindeki duasında görmek mümkün

Nüfus Artışını Önlemek İçin AŞI Planı

Son zamanlarda aşı reddine bağlı olarak bir çok ülkede kızamık salgının baş gösterdiğini ve buna bağlı olarak ta çocuk ölümlerinin arttığı ile ilgili haberle yapılıyor. Özellikle eğitimsiz ve çocukları konusunda hassas olan ailelere tavistock gibi örgütlerin manipülasyonu ile yetişmiş doktorlarımızın bu konuda açıklayıcı ifadeler yapmasını beklerken tüm televizyon kanallarının çok büyük manipülasyonuna maruz kalıyor insanlar. Türkiye'de eğitim düzeyi ve maalesef aşılarla ilgili bilinçlenme olmadığı, aynı zamanda insanların çok fazla televizyon izledikleri için manipülasyondan kurtulup aydınlanma yaşaması maalesef bana göre imkansız. On binlerce çocuğun bu ülkede aşılar yüzünden engelli bir hayat yaşıyor olduğu gerçeğini de maalesef "yıkanmış beyinlere" anlatamıyorsunuz. Bu konularla ilgili detaylı bilgi sahibi olsam da kendi fikirlerimi belirli oranda açıklamaktan da korkuyorum. Bunun için bir olayı paylaşarak detayını en azından yabancı kaynaklardan araştırmanızı

Diaspora Ne Demek?

Diaspora; doğduğu ya da kuvvetli aile bağlarının bulunduğu ülkenin dışında yaşayan, ancak geldikleri ülke ile güçlü maddi ve manevi bağlar devam ettiren göçmen nüfus olarak tanımlanıyor. Başka bir tanıma göre diaspora; doğduğu ülkeden başka ülkelere göç eden veya göç edenlerin soyundan gelen ve geldiği ülke ile ortak ulusal, hemşehrilik veya etnik kimliği paylaşan nüfustur. Wikipedia'da yer alan tanım ise aşağıdaki gibidir: Kopuntu veya diaspora, çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının ana yurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşamaları. Sözcük hem kopma eylemini hem de kopup azınlık olarak yaşayan kimseleri ifade eder.  Konuyu anlaşılır olarak özetlersek Türkiye dışında yaşayan insanları isimlendirmek için kullanılan isimlendirmedir. Genellikle Yahudi Diasporası ve Ermeni Disaporasının etkinliği dünyada kendini gösteren başlıca disporalardır. Avrupa'da son yıllarda kendini gösteren güçlü bir Türk Diasporasının da oldu

Özcan Pehlivanoğlu Kimdir?

Özcan Pehlivanoğlu, 1963 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde; ana ve baba tarafı Rumeli Balkan topraklarından Türkiye’ye kaçarak gelen bir Türk ailesinin evladı olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini, İstanbul Eyüp’te tamamladı. Üniversiteyi,İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyarak bitirdi.Ve Marmara Üniversitesi’nde “Yüksek Lisans” yaptı. 25 yılı aşkın süredir kamu ve özel sektörde avukatlık mesleğini icra ediyor. Spora ilgisi nedeniyle 18 yıl futbol hakemliği yaptı. Türkiye Süper Liginde düdük çaldı. Akabinde Zaman Gazetesi’nde 9 yıl spor yazarlığı ve Samanyolu Televizyonunda 5 yıl spor yorumculuğunda bulundu. Doğduğu tarihten bu yana Rumeli Balkan meselesinin içinde. Türkiye’nin bu konudaki en büyük sivil toplum kuruluşu Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu’nun kurucu ve 1. dönem başkanlığını yaptı.Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu’nun yönetim kurulu üyeliği ve başkan vekilliği görevlerinde bulundu. Balkanlar konusunda yazılmış binin üzerinde ma

Bize DEĞER Katanlara Verdiğimiz Değer

Yıl 1962.. Cağaloğlu'ndaki bir köşe yazarının odasına üstü başı bakımsız, kirli sakallı biri girer. Adını söyledikten sonra yazardan kendisine yardım etmesini ister. Köşe yazarı, karşısındakinin içler acısı durumundan büyük üzüntü duyar. Cüzdanını çıkararak istediği kadar alması için adama uzatır. O da uygun bir miktar para alarak iki büklüm gözden kaybolur. Birkaç ay sonra tek sütunluk bir gazete haberi köşe yazarının gözüne çarpar.. Haberde, İstanbul sokaklarında, bir çöp bidonunun yanında bulunan bir cesetten söz edilmektedir. Fotoğrafa dikkatle bakar, bu, para istemek için kendisine gelen adamdan başkası değildir.. Mehmet Emin Ersoy'dur.. Mehmet Akif Ersoy'un oğlu Emin Ersoy! Yıl 1985... Üsküdar Belediyesi, emekli maaşıyla geçinmeye çalışırken hastalanan, zor ve bakımsız günlerin ardından gözlerini hayata kapayan bir adamın cenazesi ortada kalmasın diye tüm masrafları karşılar... O unutulan insanlardan biri de Tahir Ersoy'dur! Mehmet Akif Ersoy&

Teknoloji Alanında Lider Olabilmenin Anahtarı, Doğru Zamanda Yenilikçi Projeleri Kar Marjını Düşünmeden Destekleyebilmektir

Bir çok sektörün temel sorunu aslında yenilikçi fikirlerin yönetim Ve bürokratik engeller nedeniyle zamanında yapılamamasıdır. Özellikle teknoloji dünyasında bir şeyi üretmek kadar ne zaman üretmenin de çok büyük önemi vardır. Bu yüzden vizyon sahibi yöneticilere çok büyük görev düşüyor.  Yenilikçi fikirlere ihtiyacımız var.  Üretmeye ihtiyacımız var. Teknoloji alanında lider olabilmenin anahtarı, doğru zamanda yenilikçi projeleri kar marjını düşünmeden destekleyebilmektir. Bir mühendis olarak ben dahil çoğumuz üniversite okumayan ve bir şeyler üretmeye çalışan, yenilikçi düşünceleri olan insanları istemeden de olsa küçümsemiş olabiliriz. Bu makaleyi fikirleri olan ve bir şeyler yapmayı becerebilen insanların iş alanını neden genişletmemiz gerektiği konusunda sizi ikna edeceğini düşündüğüm için okuduğum bir makaleyi özetleyerek kaleme aldım.  Bir gün Gaziantep’e bir Fransız geldi. Tekstilcilere akıl verdi: "Makineleriniz yetersiz. Yenileyin; dünya pazarı siz

TÜRKİYE'NİN FÜZECİLİK ve UZAY SERÜVENİ ‬

1959’da Bandırma Lisesi’ndeki öğrencilerin kurduğu Bandırma Füze Kulübü, Türkiye’nin ilk füzesini yapıp başarıyla gökyüzüne yollaya bilmişti. Menzili 10 kilometreydi. Ama gelecek için umut vermişti bu projede çalışan değerli vatanseverlere. Çalışmaların öncüsü Ermeni asıllı Türk vatandaşı Kirkor Divarcı idi. Bu makalemizde geçmişimize bir yolculuk yapacak ve Türkiye bilim ve savunma sanayisinin gurur ve ihanet hikayesine yolculuk yapacağız. Türkiye’nin ilk yerli motorunu Hasan Özfidan ile 1937 yılında ürettiği bilinmez, ilk tankını 1942 yılında ürettiği ya da ilk uçağını 1936 yılında ürettiği, ilk denizaltı torpidosunu gene 1930’larda Şakir Zümre ile ürettiği, ilk biyoyakıtı Atatürk Orman Çiftliğinde mısırdan üretip kullandığı ya da pilot fırlatma sistemleri, pilot paraşütleri, pilot kabini, dikey havalanabilen uçak gibi buluşlar ile helikopter pervane tasarımını Emrullah Ali Yıldız gibi isimlerle keşfettiği bilinmez.  Krikor Divarcı, İstanbul Ünviersitesinde bir öğretim göre

Işık Yerine Radyasyon Yayan Galaksi Keşfedildi

Radyasyon sözünü duyduğumuzda çoğumuzun içinde bir ürperti bir korku olduğunun farkındayım. Evreni gözlemleyen teleskoplar her gün evrene dair bilinmeyenleri ortaya çıkarıyor. Bunlarda biri de yakın zamanda ortaya çıkarılan ve mazer özelliği ile radyasyon yayan yeni galaksinin varlığıdır. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, ışık yerine radyasyon yayan "mazer" özellikli dev galaksi keşfettiğini açıkladı. NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezinden yapılan açıklamada, "mega-meyzer" olarak kategorize edilen galaksinin, Samanyolu Galaksisi içindeki benzer yapılara kıyasla 100 milyon kat daha fazla radyasyon dalgası yaydığı belirtildi. Bilim insanları, 'IRAS 16399-0937' adını verdikleri uydunun yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafını yayımladı. Fotoğrafın, teleskobun Gelişmiş Kamera Araştırma Sistemi (ACS) ile Yakın Kızılötesi Kamera ve Çoklu-Obje Spektrometresi (NICMOS) donanımları tarafından yapılan ayrı ayr