Son zamanlarda aşı reddine bağlı olarak bir çok ülkede kızamık salgının baş gösterdiğini ve buna bağlı olarak ta çocuk ölümlerinin arttığı ile ilgili haberle yapılıyor. Özellikle eğitimsiz ve çocukları konusunda hassas olan ailelere tavistock gibi örgütlerin manipülasyonu ile yetişmiş doktorlarımızın bu konuda açıklayıcı ifadeler yapmasını beklerken tüm televizyon kanallarının çok büyük manipülasyonuna maruz kalıyor insanlar.
Türkiye'de eğitim düzeyi ve maalesef aşılarla ilgili bilinçlenme olmadığı, aynı zamanda insanların çok fazla televizyon izledikleri için manipülasyondan kurtulup aydınlanma yaşaması maalesef bana göre imkansız. On binlerce çocuğun bu ülkede aşılar yüzünden engelli bir hayat yaşıyor olduğu gerçeğini de maalesef "yıkanmış beyinlere" anlatamıyorsunuz. Bu konularla ilgili detaylı bilgi sahibi olsam da kendi fikirlerimi belirli oranda açıklamaktan da korkuyorum. Bunun için bir olayı paylaşarak detayını en azından yabancı kaynaklardan araştırmanızı önereceğim.
Dünyanın teknoloji devi Microsoft'un kurucusu Bill Gates de konferanslarının hemen hemen hepsin ilginç bir şekilde;
"Nüfus artışını engellemenin aşı ile sağlanacağını"
dile getiriyor.
Açıkçası "Bu adam aptal mı bunu niye açık açık söylesin." diyor ve başlarda inanmıyordum.
Hem "Aşılarla hayat kurtarıyoruz." diyor, hem de "Nüfus azalacak." diyor. Peki ikisi aynı anda nasıl sağlanabilir ki?
Bu gerçeği anladığımda kanım dondu.
Dan Brown'un "Cehennem" adlı kitabında ;
Bir bilim adamı ve onun sevgilisi
"Nüfus bu hızla artmaya devam ederse doğal kaynaklar bitecek ve dünyanın sonu gelecek. Eğer biz içme sularına karıştıracağımız kısırlaştırıcı virüsle nüfus planlaması yaparsak insanlığa hizmet etmiş, dünyayı kurtarmış olacağız. Böylece tüm insanların yok olması yerine en azından yarısı yaşayacak." diyerek harekete geçiyorlar.
Yapılan araştırmalarda erkeklerin sperm oranlarının son yıllarda %39 oranında azalması sizce neyin işareti?
Romanda aynı zamanda hikayenin bir kısmı İstanbul'da geçiyor. Dünyayı kurtarmaya çalışan bilim adamı intihar etmeden önce Ayasofya'nın altındaki sarnıca zamanı gelince eriyip içme sularına karışacak virüslü poşeti asıyor.
Yani düşüncelerine göre zaten insanlığın hepsi bu gidişle ölecek, bari biz alt sınıfı öldürelim ki kendi adamlarımız sağ kalsın.
Nasılda Avrupa'nın zihniyeti değil mi?
Bu adamlar yıllardır bunu gözlerimizin önünde yapıyorlar zaten.
Sömürü ile açlığa mahkum ettikleri Afrika günden güne can veriyor.
Aşı üretiminin beyin takımı tavistock, üreticileri ise Rockefeller ailesi
Hani şu daha çok yaşamak için Ortadoğuda Müslümanların kanına doymayan aile!
GDO'lu besinler ve intihar eden tohum, planın bir parçasıydı.
Amaç yerli tohumu kalmayan ve üretim yapacak tohumu dışarıdan almak zorunda kalan ülkeleri açlıkla tehdit etmek. Hayvan yemi için bile tohum lazım. Bitki için zaten tohum gerekli. Onlar bize tohum satmasa biz ne yiyeceğiz ? O yüzden yerli tohum yasak. Bağımsızlığımız midemize bağlı hale gelecek yerli tohuma sahip çıkmazsak. Anlıyor musunuz şimdi neden Ak Parti halen iktidar. Çünkü birilerinin çıkarları doğrultusunda bu ülkede tarımı, hayvancılığı, üretimi, insan sağlığını katlettiler.
Olayın bir çok yönü var aslında...
Hem aşı sat-para kazan, hem insanları kısırlaştırıp nüfus planlamasını sağla, hem hibrit tohum sat-para kazan, hem o doğal olmayan tohumlarla hasta et-ilaç sat-para kazan, hem de bir devleti aç bırakmakla tehdit edebileceğin koz elinde olsun.
Ne kadar garantili bir iş değil mi?
Bu verimli anadolu topraklarına ekilen her tohum İsrail menşeli maalesef. Ak Parti eliyle yasaklandı yerli tohumlar.
Ve ekildikçe yenilenemiyor topraklarımız yeniden mahsul vermiyor.
Niye koskoca Türkiye saman ithal ediyor onu bile üretemiyor anladık mı kardeşlerim?
Niye bu kadar son teknoloji şehir hastaneleri kuruluyorda hala bekleme salonları tıklım tıklım hasta dolu?
Oysa bu teknoloji ile kimsenin hasta olmaması lazım değil miydi?
Çünkü kurulan hastaneler bile ihaleler alınırken ayda %70 hasta garantili kuruluyor.
Sizin üzerinizden "hasta olma" garantiniz veriliyor.
Maalesef o kadar problem var ki. Bu makaleyi okuyanların bu makalenin ne kadarına inandığını ve ne yapabileceğini bilemem. Ama en azından bir çok konuda bilinçlenmek gerekiyor. Bilinçlenmek de okumakla, araştırmakla başlar. Burada anlattıklarım maalesef bir çok yerde komplo teorisi olarak anlatılsa da Türkiye halkının, milli kimliğinin kaldığı bu içler acısı felaketle başa çıkmanın tek yolu ise toplumun her kesiminde eğitimli olmaktan geçiyor. Başlangıç için bu günden itibaren televizyon izlemeyi bırakabilir ve aşılarla ilgili bir kitap okumayı seçebilirsiniz. Öğrendiğiniz yeni bilgileri de bu makalenin altında paylaşmanız hepimiz için faydalı olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder