Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Birinci Ankara Sokak Hayvanları Çalıştayı

Belediye başkanlığına seçildikten sonra katılımcı belediyecilik konusunda bir çok yeniliğe imza atan Mansur Yavaş sokak hayvanları için bizzat Ankara halkının fikirlerini almak için çalıştay düzenliyor. Birlikte bir şehri bölüştüğümüz bu canların geleceği konusunda sizin de bir fikriniz varsa mutlaka bu çalıştaya katılmanızı öneririz. Ankara Büyükşehir belediyesinin sitesinde yer alan çalıştay bilgileri: Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak, şehir hayatında hayvanların doğal yaşamından uzak olduğunun ve bu durumunun hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin farkındayız. Bu sebeple vatandaşlarımızın hayvanlara karşı duyarlılığını arttırmak ve hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmekte kararlıyız. 29 Haziran’da ilki düzenlenecek olan çalıştayımızın temel amacı da;belediye olarak somut adımlar atmadan önce,hayvan haklarına duyarlı, bu alanda aktif olarak çalışan dostlarımızın fikirlerini alarak daha etkili çözümler üretme gayretidir. 1.çalıştayımız öncelikle Ankara’da Sokak ha

İnternette Verilerimiz Ne Kadar Güvende?

Bir internet kullanıcısı internete bağlandığı andan itibaren siber dünyada dijital ayak izlerini bırakmaya başlıyor. Bu dijital ayak izleri siber dünyadan neredeyse hiçbir zaman silinmiyor. Dijital ayak izleri bir internet kullanıcısının her zaman bilerek paylaştığı kişisel bilgilerden oluşmuyor. Dijital ayak izlerini internet bireylerden onların izni ya da haberi olmadan da elde edebiliyor. Sanal Özel Ağ ( VPN ) ile dijital ayak izlerini gizlemek isteyen internet kullanıcıları sanal konumunu (IP adresini) ve internet trafiğini üçüncü partilerden gizlemeyi başarabiliyor. Bilgi Güvenliği , verilerin güvenliğinin, mevcudiyetinin, gizliliğinin ve bütünlüğünün sağlanmasıdır.  Kişisel verilerin güvenliğini sağlamak için dijital ayak izlerini kontrol altına almak çok önemlidir fakat kontrol altına almak tam anlamıyla güvenliğini sağlamamaktadır. Sanal Özel Ağ ile internetteki pasif dijital ayak izleri tamamen kontrol altına alınabilir. Pasif dijital ayak izleri, internet ile

Reis Bekası İçin Yandaş Medyayı Tasfiye Etmelidir

Bir çok kişi 23 haziran seçimlerinde ısrarla Ekrem İmamoğlu'nun başarısını gölgelemek isteyecektir ve gözüken o ki şakşakçı yandaş medya bunları yapmaya devam ediyor. Geriye dönüp baktığımızda: Ekonomik krizin en çok büyük şehirleri etkilemesi, padişah kibri, israf ve şatafat, hak, hukuk ve adalet kavramından uzaklaşma, iliklere kadar işlemiş nepotizm ve klientalizm, halktan kopma,politika üretememe, heyecanını kaybetme, politikalarda tutarsızlık, apodan medet umma, cemaatlere yapılan ziyaretler, marka isimlere söyletilen aleni yalanlar, ayrıştırıcı dil, ötekileştirici zihniyet, adayın miladını tamamlamış olması, kırgınlık, küskünlük, aradığını bulamama, parti içi iktidar savaşları, kul hakkı yeme, Süleyman Soylu'nun zehirli dili, Numan Kurtulmuşun oy verirseniz! hesaplaşırız, Tevfik Göksu'nun pontus çıkışı, "vali" krizi, İsmail Küçükkaya'ya yapılan çirkin saldırı, iş insanlarına ders verme girişimi, populizm, ahlakı kaybetme Sor

Fransa'da Üniversiteye Geçiş Sınavları

Bir kaç gün önce Fransa'da üniversiteye geçiş sınavları (Bac) başladı. 743.594 lise öğrencisi ilk aşamada "felsefe sınavı"nı geçti. Sorular ve sistem, Türkiye'dekinden fersah fersah uzak. İşte öğrencilerin cevap verdiği "klasik" ve "ucu açık" sorular: Philo L (Edebiyat) konuları: 1. Konu: Zamandan kaçmak mümkün müdür? 2. Konu: Bir sanat eseri nasıl iyi biçimde açıklanır? 3. Konu: HEGEL'den alıntılanan metni (doğa kanunları ile beşerî -hukuktan doğan-kanunların arasındaki farka dair) açıklayınız. Philo ES (Ekonomik ve toplumsal): 1. Konu: Ahlak, en iyi siyaset midir? 2. Konu: Emek, insanları ayrıştırır mı? 3. Konu: LEIBNIZ'ten alıntılanan metni (özgürlük, daha doğrusu özgür irade üzerine) açıklayınız. Philo S (Bilim): 1. Konu: Çok sayıda kültürün varlığı insan türünün birliği önünde engel oluşturur mu? 2. Konu: Ödevlerini tanımak, özgürlüğünden vazgeçmek anlamına gelir mi? 3. Konu: FREUD'dan alıntılanan metni (bili

O teknede hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu!

Hazine ve maliye bakanı Berat Albayrak'la ilgili ekşi sözlükte yer alan ve ilginç konuşmaların geçtiği içerik çok yakın zamanda engellendi. Konunun ekşi sözlük yazarlarının hayal ürünü mü yoksa gerçek mi olduğu tabi ki kanıtlanmadığı için burada da kesin bir hükme vararak ülkenin hazine ve maliye bakanını suçlamak doğru değildir. Ama işin asıl önemli olan kısmı ise bu içeriklerde küçücük bile doğruluk payı olmasaydı böyle bir içeriğin olması kimseyi rahatsız etmezdi. Sonuçta senelerde bunlar yapılıyor ve olmadık yerden haberler de yapılıyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye bir laf var ya!!! İddia o ki! Berat Albayrak, Özge Ulusoy’u Binali Yıldırım’ın oğlunun Yat’ına götürüyor. Esra Albayrak olayı duyunca olay çıkarıyor ve hal böyleyken Berat Bey Esra Hanımı tokatlıyor. Sonrasında Berat bey birkaç kişi tarafından fena halde dövülüyor, ki bu haber Hastane kayıtlarına bile geçiyor ama şu an erişim yasağı var. Berat Bey şu an yüzündeki hasardan dolay

Bu Ayıp Seni Bitirecek AKP

TEKRAR TEKRAR OKU TÜRK MİLLETİ! Yıl 1993’ün Baharıydı.  Gece bildirdiler; Van Komando Taburunun, Hakkâri - Şemdinli - Derecik Sınırının sıfır hattındaki karakolunda bulunan mevcudu 75 kişi kadar olan Tabur Karargah Bölüğüne, Osman Öcalan 600 terörist ile saldırmıştı. Rahmetli Utku Paşayla beraber yanımızda komutanı Üsteğmen Garip ve timi olduğu halde Skorsky helikopter ile Şemdinli’ye sabaha karşı indik.  Çatışma devam ediyordu. Derecik’ten bize; “Buraya helikopterle sizi indirmezler, helikopteri düşürürler dendi.  Sonra Şemdinli’ye; Jandarma Asyş. Komutanı Necati Özgen ve OHAL Valisi de geldi. Saat sanırım 07.30 gibi; Utku Paşa, Başkan benim askerlerim ölüyor diye yakama yapıştı ve Ben Dereciğe gidiyorum dedi. Ben de; “O zaman hep birlikte gidiyoruz” dedim ve ateş altında, 2 Özel Tim ile helikopterle ateş altında Dereciğe indik. 26 Şehit vardı, ancak; gözlerimle gördüm ki, her bir şehit mevzisinin önünde 5-6 terörist cesedi vardı. Kısaca anlat

Yine Siz Yaparsınız! Öyle Mi?

Dakika 90 Oyuncu değişikliği: Çıkan oyuncu: Devlet Bahçeli  Giren oyuncu: Abdullah Öcalan.  Yedek oyuncu: Barzani 2002 Yılında Çeyrek Altın 32 TL idi  Şimdi üzerine 8 LİRA daha vererek 1 Karpuz aldım..  Nereden Nereye...!!!  YAPARSA AK Parti YAPAR Değil mi? Sayenizde ülkedeki dinsiz sayısı iki katına çıktı. Biliyor musunuz? Varlık kuyruklarını DA siz yaptınız. Satılmış devlet kurumları sizin zamanınızda oluştu Kozmik odasına girilmiş bir ülke olduk sayenizde Şerefleriyle oynanmış askerleri olan bir ordumuz var artık. Ordumuza eşek diyebilecek zındıklar türedi. Betonlaşan şehirlerin yanına bir de küçücük yağmurda bile göle dönen alt geçitlerin, yolların tamamını babanızın parasıyla yaptınız için teşekkürler. Milli kimliklerinden dolayı ayrıştırılmaya çalışılan insanlar sizin zamanınızda intihar etti. HDP'ye oy verenler terörist, Saadete oy verenler hain, CHP'liler illet, İYİ partililer zillet En sonda da oy vermeyenlerin tamamı teröris

Gmail Dinamik E-posta Dönemi Başlıyor

Gmail 'Dinamik E-posta' özelliğini, 2 Temmuz'da aktif ediyor. Gmail, şimdiye kadarki en büyük dönüşümlerinden birine, birkaç hafta içinde ev sahipliği yapacak. Google, bu yılın başlarında sona eren beta döneminin ardından, 2 Temmuz'da e-posta hizmetine "dinamik e-posta" özelliğini getirmeye hazırlanıyor. Masaüstündeki Chrome, Opera, Safari, iOS ve Android platformlarında Gmail uygulamasını kullanabileceksiniz. AMP üzerine kurulu dinamik e-posta, kullanıcıların e-postalarla tamamen yeni şekillerde (buton) etkileşimde bulunmalarını sağlar. Gmail kullanıcıları yalnızca mesajlara yanıt vermek yerine, olayları yanıtlamak, anketleri doldurmak, yorumlara yanıt vermek ve görüntülerini doğrudan bir e-posta içinden tarayabilmeleri için RSVP'yi kullanabilecekler. Google, görselde örnek bir mail ile nasıl etkileşim yapabileceğinizi göstermektedir. Dinamik e-posta ile Gmail'de güncel bir konu göreceksiniz ve yorumları doğrudan bir mesaj içinde yanı

Ömür Uzatan Protein eNAMPT

Fareler üzerinde araştırma yapan bilim insanları, genç farelerin kanında bulunan bir proteinin yaşlı farelerin ömrünü uzatabildiğini keşfetti. Uzun yaşamak ve ölümsüzlük konusunda insanların değişik fikirleri olsa da genel olarak insanlar ölümsüzlüğü tercih ederler. Şimdilik doğrudan ölümsüzlük yerine yaşlanmayı geciktirici yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Washington Üniversitesi Tıp Okulundan araştırmacılar, uzun süredir tartışılan genç bireylerden kan transferinin yaşlanmayı geciktirdiği fikrini destekleyen bir hipotez ortaya attılar. Genç farelerde bulunan bir proteinin, yaşlı farelerin yaşam süresini uzattığı ortaya çıktı. Yaşlanma karşıtı çalışmaların büyük kısmı, Nikotinamid Adenin Dinükleotit (NAD) adı verilen yapıya odaklanıyor. Araştırmacılar, NAD’ın sağlıklı metabolizma enerjisi üzerinde etkisi olduğunu ve yaşlanan dokularda sistematik olarak azaldığını belirledi. Yeni araştırmanın yazarlarından Shin-Ichiro Imai, NAD seviyelerinin çok önemli olmasından

Araba Tercihini Etkileyen Faktörler

Dünyada bir çok araba markası var ve bunlar genellikle bir çok özellikleri göz önünde bulundurularak kategorize edilir. Maalesef söylemem gerekiyor ki, ticari reklamların bir çoğunun ürettiği içerikler ve araba sıralamaları sipariş üzerine yapılıyor. Bu da maalesef kullanıcıların hem doğru ürüne erişmesini, aynı zamanda da iyi hizmet alamamasına neden oluyor. Bu doğrultuda bu makalenin sipariş doğrultusunda değil de tamamen kendi tecrübelerim ve konuştuğum bir kaç araba tamircisinin konuşmaları doğrultusunda yazdığımı söylemem lazım.  Genel olarak dünya piyasasına baktığımızda Alman üretimi ve Japon üretimi arabaların gerek dayanıklılık gerek konfor, gerek yakıt tüketimi ve bir çok kategoride en üste olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Zira bir çok bağımsız istatistik kurumlarının araştırmalarını incelediğimizde ve satış rakamlarını göz önünde bulundurduğumuzda söylediklerimizin gerçeklik payını siz de anlamış olursunuz. Kalitenin de bir bedeli var ve bir çok Alman marka araba fiya

Artık Arabalar da Akıllı!

Turkcell Kopilot ile Arabanızın ve Sevdiklerinizin Güvenliğini Sağlayın! Varsayalım insan soyu kaldırılıp her şeyin kendiliğinden gelişip olgunlaştığı, sütlerin balların yerden kaynadığı, yiyeceklerin dallarından koparılmayı beklediği, herkesin gönlünden geçirdiğini hiç vakit kaybetmeksizin önünde bulduğu ve elde etmekte hiç zorlanmadığı bir Utopia ülkesine götürüldü. O zaman ne yaparlardı bu insanlar? Schopenhauer’un Hayatın Anlamı adlı eserinde bahsettiği bu durum aslında sahip olduğumuz şeyler üzerinde uygulanabilse çok daha ağrısız dönemler geçirip asıl odaklanmak veya ilgilenmek istediklerimize daha fazla zaman ayırabiliriz.  Şehir hayatında araba sahipliği de aslında biraz bu alana giriyor. Sahip olduğunuz arabada aklınız kalmadan geçireceğiniz zamanları veya siz arabada değilken sevdiklerinizin güvenliğini sizin yerinize düşünen birisi olsa nasıl olurdu? İşte Turkcell’de bu ihtiyaçtan yola çıkarak Kopilot’u geliştirmiş. Kopilot’un benzersiz özelliklerinden yara

Yaratıcı Çözümler İçin Rahatsız Edici Alarm

İnsanların zor durumda kaldıklarında çözüm üretmek için daha yaratıcı olurlar. Problemlerin tespiti ne kadar doğru ise üretilen çözümlerin de o kadar doğru olacağı çok açıktır. Bir diğer önemli konu ise üretilen çözümlerin ne kadar yaratıcı olduğudur. Konuyu anlatabilmek açısından daha önce karşılaştığım bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Hikaye aslında mühendislik problemlerinde üretilen çözümlerin ve günümüz teknolojilerinin bir çoğunun da sorununu ortaya koyan bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Diş Macunu fabrikası, üretim bandında bilinmeyen bir ayarsızlıktan dolayı bazı kutuların içine diş macunu tüpünü koymadan paketleyince müşterilerden boş olduğuna dair şikayetler almaya başlamış, Yönetim toplanarak acilen kendilerine hayli prestij kaybettiren “ boş gönderilen kutu “ sorununu 18 milyon dolarlık bir ek tesis yaptırarak çözmüşler. Yaptırılan ileri teknoloji yazılımı ile son derece hassas bir elektronik baskül paketlenmeden hemen önce her kutuyu tartıyor, olması ge

Kan Grupları Arasında Dönüşüm Artık Mümkün

Dünyanın en büyük sorunlarından birisi olan kan ihtiyacının önüne geçmek isteyen bilim insanları, A kan grubunu 0 kan grubuna dönüştürebilen yeni bir yöntem keşfettiler. Bu yöntem, bağırsaklarda bulunan bakteriyel bir enzimin A proteinini ayırmasıyla gerçekleşiyor. Kan ihtiyacı, sadece ülkemizin değil bütün ülkelerin bir sorunu. Dünya genelinde yıllık 55 milyon litre kan bağışlansa da bu miktar tam anlamıyla ihtiyacı karşılamıyor. Aslına bakarsak yapılan araştırmalar, 80 kiloluk bir kişinin vücudunda ortalama olarak 6 litre kan bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu da 55 milyon litre kanın en azından ihtiyaç durumunda yeterli olabileceğini düşündürüyor ancak ne yazık ki bu düşüne doğru değil. Bunun nedeni kan gruplarının dünya genelinde yayılışının aynı oranda olmaması. Örneğin; dünyada en çok 0 Rh pozitif grubuna sahip olan insanın yaşadığı biliniyor. Daha istatistiksel bir açıklamayla, yaşayan her 100 insanın 40'ı 0 Rh pozitif kan grubuna sahip. Her 200 kişiden sadece 1 tanesi ise

Bitkilerin Sensör Olarak Kullanılması

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan araştırmacılar, Cyborg üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bilim insanları, bitkilerin sensör gibi kullanılmasını sağlayan özel bir yöntem keşfederek geliştirdikleri bu projeyle ilgili bir tanıtım videosu yayınladılar. Dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden bir tanesi olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bünyesinde çalışan bilim insanları, 'Cyborg' olarak hayatımıza giren yeni bir terimi bitkiler üzerinde uygulamak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Haberimizin detaylarına girmeden önce bu Cyborg terimini birazcık irdelemek gerekiyor. Cyborg terimi en genel tanımıyla yarı canlı yarı robot anlamına geliyor. Biraz daha bilimsel açıklamak gerekirse Cyborg, organik ve yapay bileşiklerin birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışarak canlılara özel yetenekler kazandırması olarak tanımlanabilir. İnsanlar üzerinde örnek vermek gerekirse; saniyeler içerisinde bir yabancı dili öğrenmek ya da normal bir bireyin kaldırmasın

Karanlık Maddeyi Gözlemlemek İçin Yeni Yöntem

Gördüğümüz bütün yıldızlar, gezegenler, kara delikler, galaksiler ve bulutsular, evren kütlesinin yalnızca yüzde 15’ini oluşturuyor. Evrendeki kütlenin geri kalanı ise karanlık madde ve enerjiden oluşuyor. Gizemli karanlık maddeyi şu ana kadar gözlemlemeyi başaramadık. Bilim insanları bu maddenin tam olarak ne olduğunu bile bilmiyor. Kaliforniya Davis Üniversitesinden iki teorik fizikçi bu konuda yeni bir hipotez geliştirdi. Karanlık Madde ile ilgili makaleye buradan erişebilirsiniz. John Terning ve Christopher Verhaaren tarafından Planck 2019 konferansında açıklanan çalışmaya göre, karanlık maddeyi gözlemlemek için bir alternatif var. İlk olarak zayıf etkileşimli kütle parçacığı (WIMP) üzerinde çalışmalar yapan iki araştırmacı, bu denemelerinde yaptıkları testlerde başarısız oldu. Bilim insanları da en başa döndü ve karanlık madde ile ilişkilendirilen parça veya parçacıkları bulmak için yeni bir yöntem geliştirdi. İkiliye göre cevap, karanlık manyetizma adı verilebilec

Karanlık Madde

İlk olarak 1932'de Jan Hendrik Oort ve 1933 yılında, Kaliforniya Teknik Enstitüsünden İsviçreli astrofizikçi Fritz Zwicky tarafından öne sürülmüştür. Fritz Zwicky'nin gözlemi ve iddiası kırk yıl boyunca hiçbir ortamda ciddiye alınmamıştır. 1970 yılında Washington Carnegie Enstitüsü'nden Vera Rubin ve arkadaşları tarafından karanlık maddenin varolduğuna dair en güçlü kanıt olan Sarmal Gök ada eğilimleri incelenmiştir. İlk başlarda Vera Rubin de Fritz Zwicky ile benzer bir kaderi paylaşarak, uzun yıllar ciddiye alınmamış, hiçbir ciddi yayın organı çalışmalarına yer vermemiştir. Ağustos 2006'da yayınlanan, 150 milyon yıl önce gerçekleşmiş olan iki gök ada kümesinin çarpışmasına dair gözlem, karanlık maddelerin varlığına dair daha somut bir kanıt oluşturmuştur. Çarpışma sırasında sıcak gazlar arasında bir etkileşim olmuş ve daha sonra merkeze yaklaşmışlardır. Gök adalar ve karanlık madde etkileşime girmemiş ve merkezden uzak kalmışlardır. Özetle 1970'ler E

Yeni Nesil Pillerde Yarı Likit Metal Anot Teknolojisi

Araştırmacılar, lityum metal bazlı yarı likit bir anot geliştirdi. Bu, yeni nesil lityum pillerin daha uzun ömürlü ve güvenilir olmasını sağlayabilir. Carnegie Mellon Üniversitesi'nden araştırmacılar, pil tasarımında yeni bir kilometre taşını temsil eden yarı likit bir lityum metal bazlı anot geliştirdi. Bu yeni elektrot türü kullanılarak yapılan lityum piller, daha yüksek kapasiteye sahip ve tipik lityum metal tabanlı pillerden daha güvenli olabilir. Lityum bazlı piller, yüksek miktarda enerji depolayabilmeleri nedeniyle modern elektronikte kullanılan en yaygın şarj edilebilir batarya türlerinden biri. Geleneksel olarak bu piller; yanıcı sıvı elektrolitlerden, iki elektrottan, bir anot ve bir katottan oluşur ve bunlar bir zarla ayrılır. Bir pil tekrar tekrar şarj edilip boşaldıktan sonra ‘dendrit’ adı verilen lityum telleri, elektrot yüzeyinde büyüyebilir. Dendritler, iki elektrotu birbirinden ayıran zarı delebilir. Bu, anot ve katot arasında temasa izin verir, bu da

Akrep Zehri İle Antibiyotiğe Karşı Bakterilerle Savaşma

Ünlü bir söz vardır, "İlacı zehirden ayıran dozdur" diye. Bilindiği gibi bir çok zehirli yılanların zehirleri ilaç sanayisini için çok önemli ham maddedir. Yapılan araştırmalar sonucunda akrep zehrinin de bir özelliği keşfedildi. Steford üniversitesi araştırmacıları akrep zehrinin içindeki renk değiştiren parçacıkların antibiyotik etkisi yaptığı bulgusuna ulaştır. Bu sayede antibiyotiğe dayanıklı Staph ve tüberküloz bakterisi için de bir çözüm kapısı aralanmış olabilir. Yapılan fare deneylerde akrep zehrinden elde edilen karışımın antibiyotiklere dayanıklı bakterilerle savaşma kapısı açılmış oldu. Bu deneyler gelecekte antibiyotiklerin daha güçlü hale gelmesine yardımcı olacağı da çok açıktır. Özetle bu gelişme gelecekte karşımıza çok daha farklı antibiyotikler çıkaracağı çok açıktır. Konuyla ilgili bilimsel yayın yapan dergilerde " 1,4-Benzoquinone antimicrobial agents against Staphylococcus aureus and Mycobacterium tuberculosis derived from scorpion v

Sanal Gerçeklik İle Hücreler İçinde Gezinti

Sanal Gerçeklik, diğer adıyla “Virtual Reality – VR” sanal bir evrenin sanki içindeymişiz gibi hissetmemizi sağlamaya çalışan bir takım kavramlar ve araçlar bütünüdür. Sanal gerçeklik, gerçek hayattaki ortamların bilgisayarlar aracılığı ile taklit edilmesine denir ve insanların hem keşfedip hem de etkileşime girebildiği üç boyutlu bilgisayar teknolojileri ile oluşturulmuş ortama verilen isimdir. Çoğu sanal gerçeklik ortamı bir bilgisayar ekranı yoluyla edinilen görsel tecrübelerden ibarettir. Bu makalemde de son derece sıra dışı bir deneyim sunan bir sanal gerçeklik teknolojisinden bahsetmek istiyorum. Normal mikroskoplar, hücreleri sadece 2 boyutlu görüntüleyebiliyor ve bilimin şu anda gelmiş olduğu duruma göre bu yeterli değil. Carnegie Mellon Üniversitesi ve Virginia Mason Hastanesi, birlikte çalışarak hücrelerin 3 boyutlu görüntülenmesini sağlayan yeni bir teknoloji geliştirdi. Hücrelerin 2 boyutlu görüntülenmesiyle elde edilen veriler, tıp bilimini belli bir yer

Bilinç Düzeyi Yükseldikçe Neler Olur?

Bilinci henüz senin kadar yükselmemiş olanların konuşmaları sana eski tadı vermemeye başlar. Kendin gibi olan insanları arar ve onlarla bir şekilde karşılaşmaya yeni dostluklar oluşturmaya başlarsın. Sana söylenen şeyleri olduğu gibi doğru kabul etmek yerine sorgulamaya başlarsın. Korkuların azalır. Eskiden zoraki yaptığın şeyleri artık yapmaya mecbur hissetmezsin. Kendini çok daha rahat ifade etmeye başlarsın. İstemediğin şeylere rahatça “Hayır” diyebilirsin. Tek başına kalmaktan keyif almaya başlarsın. Hayatta gerçekten yaşamak istediğin gibi yaşayıp yaşamadığını sorgulamaya başlarsın. Gerçekten ne yapmak sana heyecan veriyorsa onun peşine düşersin. Olumsuzluklar seni eskisi kadar üzmez olur. Kötü giden şeylere dertlenmek yerine çözüm bulmaya odaklı olursun. Etrafta sıkıntı veren şeyler seni etkilemez. Gelecek için kaygılanmazsın. Başına kötü bir şey geldiğinde eskiden olduğu kadar üzülmezsin. Birisi sana hakaret ettiğ

Kuyruklu Doğan İnsanlar

Maymunlar "kuyruklu maymunlar" ve "kuyruksuz maymunlar" olarak ikiye ayrılabilir (perk de resmi olmayan kladistik bilime göre). Bunun sebebi, bazı maymunların kuyruklarını evrimsel süreç te yitirmeleridir. İnsan da, bu tür maymunlardan biridir.  Kuyruk, hepimizin bildiği gibi, pek çok hayvanda denge ve kimi zaman tutunma amaçlı bir organ olarak kullanılmaktadır. Gecko kertenkelelerinin duvarlar arası geçişlerde kuyrukları olmadan son derece başarısız oldukları bilinmektedir. Kuyruklarını 5. kolları gibi kullanan örümcek maymunları, ağaçlar üzerinden atlayarak saatte 60-80 km/h hızlarla hareket edebilir. Kuyruk, genellikle yerden yüksek yaşayan hayvanlar için önemli bir organdır. İnsan (Homo sapiens) türünde de normalde, gebeliğin 4. haftasında genomumuzda atalarımızdan kalmış olan " kuyruk üretimi " ile ilgili kısmı okunur ve insan yavrularının ana karnında kuyrukları çıkar. Kuyruğumuz, embriyo 31-35 günlükken en büyük uzunluğa ulaşır. Ancak g

Hayret Ediyorum...

Kendi memleketlerine bayram tatiline giden ve 3000 tl bayram harçlığı alan Suriyeli'leri mazlum diye lanse edenlere Hayret Ediyorum Lafa gelince “bu ülkemin %99’u Müslüman” diyenlerin; oya gelince “çalıyor ama çalışıyor” demelerine Hayret Ediyorum Halen israfin, adam KAYIRMANIN, nepotizm ve klientalizmin nirvanasını yaşayan partinin savunmasını yapan asgari ücretlileri görünce Hayret Ediyorum Ankara'daki sellerden sonra Ak Parti belediyeciliktir diyebilenlere Hayret Ediyorum Beka deyip deyip Kürdistan şehitleri için saygı duruşunda bulunanları gördüğümde Hayret Ediyorum Cehalete karşı sabırlı durabilen insanlara Hayret Ediyorum Yarın Suriye'li sürüsünden ordu kurarlarsa kimse şaşırmasın. Boru değil 7 milyon Suriyeli olduğu söyleniyor. Bunların kaçı cihatçı emekli İŞID'çi biliyor muyuz? Yarın tecavüzler, gasplar, cinayetler her türlü pislikler artacağını bile bile duruma sessiz kalan yöneticilere Hayret Ediyorum Emeklilere halen