Ana içeriğe atla

Araba Tercihini Etkileyen Faktörler

Dünyada bir çok araba markası var ve bunlar genellikle bir çok özellikleri göz önünde bulundurularak kategorize edilir. Maalesef söylemem gerekiyor ki, ticari reklamların bir çoğunun ürettiği içerikler ve araba sıralamaları sipariş üzerine yapılıyor. Bu da maalesef kullanıcıların hem doğru ürüne erişmesini, aynı zamanda da iyi hizmet alamamasına neden oluyor. Bu doğrultuda bu makalenin sipariş doğrultusunda değil de tamamen kendi tecrübelerim ve konuştuğum bir kaç araba tamircisinin konuşmaları doğrultusunda yazdığımı söylemem lazım. 

Genel olarak dünya piyasasına baktığımızda Alman üretimi ve Japon üretimi arabaların gerek dayanıklılık gerek konfor, gerek yakıt tüketimi ve bir çok kategoride en üste olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Zira bir çok bağımsız istatistik kurumlarının araştırmalarını incelediğimizde ve satış rakamlarını göz önünde bulundurduğumuzda söylediklerimizin gerçeklik payını siz de anlamış olursunuz. Kalitenin de bir bedeli var ve bir çok Alman marka araba fiyatlarının genel olarak fazla olduğunu açıklayan bir konudur. Bunun yanında ise Japon arabarının Türkiye'deki insanların maddi durumu göz önünde bulundurulduğunda hemen hemen tüm kesimelere hitap eden araba üretiminin olması ve bu markalardan bir kaçının Türkiye'de üretiliyor olması tercih edilmesinde de büyük önem taşımaktadır. Özellikle Avrupa'nın Japon arabarının üretimine kapısını kapatması bu anlamda Türkiye'nin yararına olmuştur.

Bir örnek verecek olursak, Türkiye piyasasına hemen hemen aynı zamanda girmiş olan 3 Japon araba markasını (HONDA, TOYOTA, MAZDA) inceleyelim. Bir çok araştırmada dünyanın arıza yapmama bakımından en iyi arabası olarak gösterilen MAZDA'nın Türkiye'de neden çok tercih edilmediği benim fikrimce tanıtımın eksik kalması ile açıklanabilir.


İlginç bir istatistik Almanya'da ve Rusya'da yabancı olarak en çok tercih edilen arabalar Mazda marka arabalardır. Bunun sosyolojik faktörleri dışında tercih nedenlerine baktığımızda ise genellikle arıza yapma ihtimalinin çok düşük olması ile ilişkilendirebiliriz.

Dünya ekonomisindeki daralma bir çok açıdan araba sektörünü de etkileyecek ve insanların yeni araba tercih etme alışkanlığından uzaklaşacağını gösteriyor. Bu anlamda XX yüzyılın ikinci yarısında kurulmuş olan araba firmalarının bu gibi ekonomik krizlerden etkilenmesi imkansız gibi gözükse de, globelleşme konusunda eksiklik yaşayan ve müşteriye yeteri düzeyde kalite sunamayan bir çok araba firmasını etkileyeceği çok aşikardır. 

Örneğin Fransız marka arabalar son zamanlarda Türkiye'de çok satılmasına rağmen gittikçe satış performanslarının düşeceği kanaatindeyim. Özellikle arabaların 2-3 seneyi doldurduktan sonra ön takımlarının dağılması bir gerçektir. İkinci el araba satışlarını göz önüne aldığımızda 2-3 yaşındaki arabaların, aynı zamanda aile aracı olarak kullanılmış olanlarının satılması bu arabaların da dayanıklılık açısında sınıfta kalmasına işarettir. Kötü anlamda istatistik vermek istemesem de Citroen ve Dacia'nın bu anlamda kötü birinciler olarak seçmek zorundayım.

İki üç sene içinde bozulan arabaların yanında bir de 15-20 yaşına gelmesine rağmen çok daha iyi performans gösteren alman arabalarına da vurgu yapmam gerekiyor. Özellikle sunduğu konfor açısından ve bir çok markaların yeni yeni sunabildiği olanakları 2000'li yıllarda sunmuş olması itibari ile halen tercih nedeni olması ve hatta çoğu kişinin sıfır araba almak yerine aynı bütçe ile eski Mercedes arabaları tercih etmesi sıkça gözlemlediğim bir durumdur.

İkinci el araba alırken da insanların köklü alman arabalarına çok güvendiği, diğer arabaları ise komputeste sokmadan almadığını çok sık gözlemliyorum.

Son olarak sizin de konuyla alakalı görüşleriniz varsa bizimle paylaşabilirsiniz.

Yorumlar

  1. Her test sonucunda başka bir marka öne çıkıyor hangi teste inanacağımı şaşırdım. Kendi izlenimim Japonlar ve Mercedes en az arıza çıkaranların başında.

    YanıtlaSil
  2. Citroen alacağınıza 85 model mercedes alın

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Medyan (Ortanca) Nedir? Nasıl Hesaplanır? Nerelerde Kullanılır?

Medyan işlemi olasılık hesaplamalarında sıkça kullanılan bir sayı dizisinin ortalamasını hesaplamak için alternatif yöntemlerden bir tanesidir. Ortanca medyan işleminin diğer adıdır. Matematiksel olarak medyan işlemi bir sayı dizisi küçükten büyüğe sıralayarak ortada kalan elemanı medyan değeri olarak belirleme işlemidir. Örnek verecek olursak: 2, 1, 5, 4, 5, 1, 2, 3, 5 serisi sıralanırsa 1, 1, 2, 2, 3, 4, 5, 5, 5 serisi elde edilir. Bu seri 9 elemanlı olduğundan ortadaki, yani 5. eleman (medyan) olacaktır. 5. eleman 3 sayısıdır. Yani ortanca değeri 3'dür Eleman sayısı tek sayı olan bir seride medyan değerin sırasının hesaplaması şu şekilde formüle edilir. Medyanın Sırası = (Eleman Sayısı + 1) / 2 Bu formülü yukarıdaki örneği uygulayacak olursak; Medyanın Sırası = (9 + 1) / 2 = 5 Veri serisi eleman sayısı bir çift sayı ise bu durumda serinin 2 medyanı olacaktır. Örneğin 2, 1, 5, 4, 5, 1, 2, 3, 5, 4 serisi sıralandığında 1, 1, 2, 2, 3, 4, 4, 5, 5, 5 s

Ağaçlar Kireçle veya Badana İle Neden Boyanır?

Ağaçlar kireçle boyanmasının veya badana yapılmasının hem çevreye hem de doğaya, ağaçlara faydası var. Bu makalede bu geleneği enine boyuna tartışmaya çalıştık. Ağaca zarar veren mikrop ve bakterileri öldürür. Ağacı çok aşarı soğuk havalarda ve çok aşırı sıcak havalarda korur. Ağacın çürümesini ve kurtlanmasını önler. Ağacın gövdesinin alabileceği zararları en az düzeyde düşürmeyi sağlar. Hoş, güzel, hijyenik, temiz pırıl pırıl bir görüntü oluşturur. Ayrıca çok sıcak havalarda da ağacı yanmaya karşı korumak. En büyük etkisi soğuk havalarda ağacı don vurmalarına karşı korumak . Küresel ısınma göz önüne alındığında mevsim değişiklikleri ani don, ani ısı artışları ve azalışları sonucunun doğuracağı etkenler için yararlı etkin bir yöntem. Gövdeden obur dalların çıkmasını azaltmak için sürülür. Kireçleme ağaçları güneş yanığından korumak için yapılıyor. Ağaçlar da güneşten yanabiliyorlar. Bu arada odun dokudaki gözenekleri doldurarak kapattığı için, zararlıların yuv

Azərbaycan Dilində Vurğu Qəbul Etmeyen Şekilçiler

Sözlərdə hecalardan birinin digərlərinə nisbətən daha qüvvətli deyilməsinə heca vurğusu deyilir. Üzərinə vurğu düşən hecaya isə vurğulu heca deyilir. Azərbaycan dilində vurğu adətən söz sonuna düşür. Söz şəkilçi qəbul ederkən vurğu adətən şəkilçinin üzərinə keçir. Məsələn: çiç ə k - çiçəkl ə r - çiçəklərd ə n məkt ə b - məktəbl i - məktəblil ə r - məktəblilərd ə n Buna baxmayaraq dilimizdə bir sıra şəkilçilər var ki onlar vurğu qebul etmirlər. Bu məqalədə Azərbaycan dilində vurğu qebul etməyən şəkilçilər incələnəcək ve bu şekilçilərin hansı hallarda vurğu qebul edib hansı hallarda vurğu qebul etmediyi araşdırılacaqdır. Eyni zamanda bildirmək istəyirəm ki vurğu ilə bağlı daha geniş və ətraflı məlumat üçün Azərbaycan Dilində Vurğunun Praktik Məsələləri adlı məqaləyə də nəzər yetirə bilərsiniz.  1. İsimlərdəki şəxs(xəbərlik) şəkilçiləri Məsələn: müəli'məm müəli'msən müəli'mdir müəli'mik müəli'msiniz müəli'mdirlər Qeyd: -dır4