Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Siyaset etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yine Siz Yaparsınız! Öyle Mi?

Dakika 90 Oyuncu değişikliği: Çıkan oyuncu: Devlet Bahçeli  Giren oyuncu: Abdullah Öcalan.  Yedek oyuncu: Barzani 2002 Yılında Çeyrek Altın 32 TL idi  Şimdi üzerine 8 LİRA daha vererek 1 Karpuz aldım..  Nereden Nereye...!!!  YAPARSA AK Parti YAPAR Değil mi? Sayenizde ülkedeki dinsiz sayısı iki katına çıktı. Biliyor musunuz? Varlık kuyruklarını DA siz yaptınız. Satılmış devlet kurumları sizin zamanınızda oluştu Kozmik odasına girilmiş bir ülke olduk sayenizde Şerefleriyle oynanmış askerleri olan bir ordumuz var artık. Ordumuza eşek diyebilecek zındıklar türedi. Betonlaşan şehirlerin yanına bir de küçücük yağmurda bile göle dönen alt geçitlerin, yolların tamamını babanızın parasıyla yaptınız için teşekkürler. Milli kimliklerinden dolayı ayrıştırılmaya çalışılan insanlar sizin zamanınızda intihar etti. HDP'ye oy verenler terörist, Saadete oy verenler hain, CHP'liler illet, İYİ partililer zillet En sonda da oy vermeyenlerin tamamı teröris

Hayret Ediyorum...

Kendi memleketlerine bayram tatiline giden ve 3000 tl bayram harçlığı alan Suriyeli'leri mazlum diye lanse edenlere Hayret Ediyorum Lafa gelince “bu ülkemin %99’u Müslüman” diyenlerin; oya gelince “çalıyor ama çalışıyor” demelerine Hayret Ediyorum Halen israfin, adam KAYIRMANIN, nepotizm ve klientalizmin nirvanasını yaşayan partinin savunmasını yapan asgari ücretlileri görünce Hayret Ediyorum Ankara'daki sellerden sonra Ak Parti belediyeciliktir diyebilenlere Hayret Ediyorum Beka deyip deyip Kürdistan şehitleri için saygı duruşunda bulunanları gördüğümde Hayret Ediyorum Cehalete karşı sabırlı durabilen insanlara Hayret Ediyorum Yarın Suriye'li sürüsünden ordu kurarlarsa kimse şaşırmasın. Boru değil 7 milyon Suriyeli olduğu söyleniyor. Bunların kaçı cihatçı emekli İŞID'çi biliyor muyuz? Yarın tecavüzler, gasplar, cinayetler her türlü pislikler artacağını bile bile duruma sessiz kalan yöneticilere Hayret Ediyorum Emeklilere halen

Hans Hasan'ı çok kıskanıyor

Tüm iktidarlar korku psikolojisini kullanarak varlıklarını sürdürmeye çalışırlar ve bunun temelini de biz gidersek siz yok olursunuz mantığına dayanırlar. Özellikle hayatı televizyon başında geçen insanları manipüle etmek için çok kullanılan yöntemlerden biri de yabancılar sizi kıskanıyor algısını oluşturmaktır. Çoğu zaman şak şakçı yandaş medya da bunun için hiç bir yerde rol alamamış iki üç aktöre yurt dışından gelmiş süsü vererek röportaj yapar ve istediklerini söylettirerek algı operasyonlarını yaparlar. En çok kullanılan ise bak Avrupalı'lar bizi çok kıskanıyor! lafıdır ki duyduğumda gerçekten şaşırıyorum. Anlıyorum manipülasyon olduğunu da bari bu kadar abartmayın. Bunlara inanan var mı diye merak ediyorum. Arada özellikle yaşlı insanlarla konuştuğumda bu sözleri duyuyor olmak gerçekten inanlar olduğunu da ortaya çıkarıyor. En azından belki bu yazıyı da okuyan vardır diye bir örnek vermek istedim. Hans ülkesinin ürettiği 15000 € luk sıfır araçtan 1 tane alı

Veritabanı Kopyalamak Caiz midir?

Hayatında veritabanı duymamış ve ne olduğunu bilmeyen cahiller veritabanı kopyalanmasına tepki gösterebilir. Son zamanlarda sosyal medyada gördüğüm kadarıyla ağzına gelen konuşuyor ve konuyla ilgili saçma sapan yorumlar yazılıyor. Hatta bir çok yazılı ve görsel basını incelediğimizde de konuyla yakından uzaktan ilişkisi olmayan teknoloji fukaraları sırf ağızları var diye konuşuyor veya klavyeye basabildiği için saçma sapan yazılar yazıyor. Bu noktada önemle vurgulamam gereken bir kaç husus var. Dışarıda konuya hakim olmayan kişiler, tüm devlet kurumlarında her hafta yedekleme yapıldığı için verinin kopyalandığını bilmezler. Hatta veritabanlarıyla birlikte sunucular da imajlarını alınarak yedeklenir. Veri her hafta yedeklenirken artımlı yedekleme yapılır. Bu yüzden kopyalarda tüm veri bulunmaz. Ama bazı durumlarda veya belirli aralıklarla (genellikle ayda bir) tam veri kopyalaması da yapılır. Bunun bir amacı da yapılan hatalı işlemlerde geri dönüş noktaları oluşturabilmek

Kılıçdaroğlu’na Saldırının Teşhisi

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı doğru teşhis etmek lazım. Seçim kampanyası boyunca halkı kutuplaştırıcı , cepheleştirici , suçlayıcı söylemin, ne tür tehlikeli sonuçlar doğurabileceği, nasıl organize şekilde istismar edilebileceği, Türkiye’yi karanlık günlere sürüklemek için nasıl kullanılabileceği Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimiyle ortaya çıkmıştır. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Terör örgütü PKK’nın suikast girişiminde bulunduğu tek liderdir..." Kılıçdaroğlu, kamuoyunu önünde şeffaf bir şekilde yaşayan, kibarlığı, beyefendiliği, kucaklayıcı, barışçı bir söylemle siyaset yapan, devlet tecrübesi, terbiyesini hiç elden bırakmamış bir liderdir. Siyasi eleştirileri nedeniyle mahkemelerin verdiği para cezalarını kendi cebinden ödemiş, arka arkaya gelen hukuki olmaktan çok siyasi kararlarla giderek büyüyen para cezalarını ödemek için evini satmış bir genel başkandır. Oğlunu askerden kaçırmamış, Mehmetçik’le birlikte askere yollamış,

Doğu Akdeniz'de Neler Olabilir?

Bir ülke başka bir ülkeye askeri güç gösterisi yapmak istediğinde gelenek olarak deniz donanmasını rakibinin önüne dizer. Bu bir mesaj vermektir. Bak seni her saniye gözetliyorum ve istediğim zaman seni vurmaya hazırım mesajının savaş tarihi açısından anlamıdır. Doğu Akdeniz'de çok ciddi Türkiye'nin karşısında bir hazırlıklar olduğu da bu anlamda son zamanlarda göze çarpıyor.  Fransız savaş uçak gemisi de Gauelle Mart'da Akdeniz'deydi ve 12 Nisan'da Suveyş'e geçti. Şuan ABD Abraham Lincoln savaş uçak gemileri Cebelitarık'a geçti, Doğu Akdeniz'e geliyorlar. 20 Nisan'da diğer gemiler Suveyş'ten Doğu Akdeniz'e geldiler ve Kıbrıs'ın güneyinde 40 gün kalacaklar.  Kime karşı? ABD'li senator Menendez'in GKRY ziyaretinde (Rumlara silah ambargosu kaldırılarak Yunanistan ve GKRY'nin mali olarak askeri güçlenmesine katkı isteyen) Rum liderle görüşmesinden sonra açıklamasında "Türkiye'nin Doğu Akdeniz&#

Cumhuriyete Yapılan Darbe

Bir ülke yönetiminin isminin ne olduğu önemli değildir. Örneğin İngiltere(Birleşik Krallık), Belçika, İsveç, İspanya krallıkla yönetilirken, Japonya imparatorluk, İran şeriat rejimi ve daha öncesinde da şahlık sistemi ile yönetiliyordu. Bu örnekler de çoğaltılabilir. Devletçilik anlayışında adaletin toplumun her kesime yayıldığı ülke yönetimleri her zaman başarıya ulaşacaktır. Bu yüzden ülke yönetimin başkanlık veya cumhuriyet olmasından daha çok bu tanımların içinin nasıl doldurulduğu önemlidir. 100 yaşına gelecekken yerleşmiş devletçilik kültürü cumhuriyete yapılan darbenin maalesef bu gün yansımalarını yaşıyoruz. Şuanda Türkiye bir ekonomik krizin değil, siyasi krizin faturasını ödüyor. Daha doğrusu Türkiye değil, Türkiye vatandaşları ödüyor. Maalesef sarayın kibir abidesinin asgari ücretlinin halinden anlayacağını pek zannetmiyorum. Mevcut başkanlık hevesinin millete faturası:   Hukuk Devleti Yok Edildi. Yatırımlar Durdu.  Millet İşinden, aşından oldu

İsrail'in ABD'den Sonra Elçilik Açtığı Ülke Türkiye'dir

İsrail bağımsızlığını ilan edince ABD'den sonra elçilik açtığı ilk ülkelerden biri de Türkiye'dir. Rivayet olunur ki İsrail büyükelçisi Ankara'da göreve başlayınca ilk ziyaretlerinden Birini de dönemin Diyanet İşleri Başkanı Merhum Ahmet Hamdi Akseki (1947-51) hocaya yapar. Merhum Akseki randevu talebine bir anlam verememesine rağmen kabul eder. İsrail elçisi ziyaretinin ana sebebini şöyle izah eder: Sizin peygamberiniz bir hadisinde: “Müslümanlarla yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır.” (Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82) Ve ardından şöyle devam eder: bakın biz devlet kurduk, buna ne dersiniz?. Merhum Akseki: ben de bu hadisi biliyorum, peygamberimiz (sav) söylemişse mutlaka gerçelleşeceğine de ima

Ecevit'in ''Aşırı Sağ'' Tanımı

Mustafa Bülent Ecevit 1965 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin konumunu anlattığı " Ortanın Solu " kitabında anlatmıştır. Bülent Ecevit çok partili düzenin partiler yelpazesinde, partilerin durumunu sağdan sola şöyle sıralıyordu: aşırı sağ, ortanın sağı, orta veya merkez, ortanın solu ve aşırı sol. Bu makalemde de aşırı sağ tabirinin Ortanın Solu kitabında nasıl tarif edildiğini bizzat Ecevit'in sözleriyle sunacağım. Aşırı sağda, toplumu varmış olduğu noktadan geriye doğru çekmeye uğraşanlar vardır. Bunlar gericilerdir. Bazısı, sadece duygusal nedenlerle geçmişin özlemi içindedirler. Fakat birçoğu da halk topluluklarını taassubun karanlığında tutmak, sosyal ve ekonomik haklardan yoksun bırakmak; öylelikle halkı bir avuçluk egemen ve güçlü zümrenin baskısı altında köle gibi çalıştırmak istedikleri ve eski toplum düzenini bu isteklerine daha elverişli buldukları için geçmişi özlerler. Böyleleri çoklukla, demokrasiden huzursuzluk duyarlar. Demo

Dış İlişkilerde Tamirat Dönemine Mi Girdik?

Türkiye'nin yerel çalışanların gözaltına alınması halinde Amerikan hükümetini önceden bilgilendireceği garantisi verdiğini kaydeden ABD Büyükelçiliği dün Türk vatandaşlarına uyguladığı randevu kısıtlamasını kaldırdı.  ABD Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada,  “ Ekim ayından bu yana Türk hükümeti, Türkiye misyonumuzdaki yerel çalışanlara yönelik başka bir soruşturma bulunmadığı, Büyükelçilik ve Konsolosluklarımızdaki yerel çalışanlarımızın, Türk yetkililerle iletişim de dahil olmak üzere resmi görevlerini yerine getirdikleri için gözaltına alınmayacağı veya tutuklanmayacağına dair üst düzeyde sağladığı güvenceye bağlı kalmıştır. Ayrıca Türk hükümeti ileride yerel çalışanlarımızdan birini gözaltına almak ya da tutuklamak istediğinde Türk makamlarının Amerikan hükümetini önceden bilgilendireceğini de kaydetmiştir ”  dendi. ABD'nin kararına paralel olarak Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nden gelen açıklamada, vize kısıtlamasının ABD ile eş zamanlı o

YPG Muamması

Rusya'nın Soçi kentinde 29-30 Ocak 2018 tarihinde yapılması planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne Suriye'deki Halk Savunma Birlikleri'nin de (YPG) katılacağı öne sürüldü. Reuters'ın haberine göre YPG komutanı Sipan Hemo çarşamba günü akşam saatlerinde yaptığı açıklamada Moskova'nın kendilerine Rojava'daki Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu'nundan 155 temsilci ile katılacağını söylediğini kaydetti.  Hürriyet’te Deniz Zeyrek, Rusların tutumu nedeni ile Türkiye’nin Esad ile ilgili çıkışı yaptığına dikkat çekti; “Türkiye’nin birçoğuna destek verdiği 40 Suriyeli muhalif grup, Rusya’nın öncülük ettiği Suriye Ulusal Konferansı’na katılmayacaklarını açıkladı. Normal şartlarda çok önemli gibi görünen bu gelişme Moskova’nın umurunda olmadı, çünkü Vladimir Putin, kendisine muhatap olarak sadece Esad’ı ve YPG eliyle Suriye’nin kuzey ve batısını kontrol altında tutan ABD’yi alıyor. Muhalifleri ise “vazgeçilebilir”, “yerlerine yenileri konulabilir” gr