Çok param olsa, medyayı satın alırdım önce. Çünkü bütün beyin yıkama işlemleri, en çok medya aracılığıyla yapılıyor.
Çok param olsa, istihbarat kurumunu da satın alırdım; çünkü, istihbarat kurumunun sahip olduğu psikotronik cihazlar, insanları yönlendirme konusunda çok güçlü bir etkiye sahip.
Çok param olsaydı, bilinçlendirme merkezleri kurup; insanların oraya gitmeleri için de para verirdim. Yani, kursa gitmek için para ödemek yerine; para alırlardı insanlar.
Çok param olsa, yatırımı en çok da bilim insanlarına yapardım. En son teknolojiye sahip bilim merkezleri kurdurup, önce DNA'dan yeniden dirilme, kendi kendini yenileyebilen organlar, ölümsüz kalmayı sağlayabilecek kodlar ve bunun diğer canlılara nasıl kopyalanabileceği konularında araştırmalar yaptırır; bütün o formülleri bulmaları için, bu konuda en uzman ve yetenekli insanları çalışmaktan sıkılmayacakları eğlenceli bir kampa alır ve harika ödüllerle teşvik ederdim onları. Böylelikle, elimde her daim genç ve sağlıklı olmanın müthiş formülü olurdu; gezegenimizi daha iyi ve bütün masumların yaşayabileceği bir yer haline getirmeye yardım edecek insanları yeniden diriltir ve ölümsüz yapardım.
Çok param olsa, bütün o kesimlik diye etiketlenen; sömürülen hayvanları satın alır; onlara çok mutlu olacakları bir yaşam alanı sunar ve bütün o masum canların ebediyen yaşamalarını sağlardım.
Çok param olsa, veteriner hekimliği fakültelerinin, özellikle de egzotik hayvan kategorisine soktukları türler üzerinde, kendilerini daha çok geliştirmeleri için, onları teşvik eder; bu konuda fakültelere ciddi para yardımları sağlar; öğrencilerin hayvanların fizyolojilerini ve biyolojilerini işkenceden uzak bir biçimde öğrenebilmeleri için, her hayvan türü için orijinaliyle aynı olan prototiplerin üretildiği fabrikalar kurar; bu prototipleri, bütün fakültelere ücretsiz olarak dağıtırdım. Böylelikle, daha önce Türkiye gibi ülkelerde, veterinerlerin sıklıkla söyleyegeldikleri "Biz, bu konuda bir şey bilmiyoruz." gibi cümleler/bahaneler tarihe karışır; egzotik hayvan sahipleri, hayal kırıklığı ve çaresizlik duyguları içerisine terkedilmek yerine; hayvanlarını/evlatlarını tedavi ettirmiş olmanın huzurunu yaşarlardı.
Çok param olsa, oyları da satın alırdım. Böylelikle meclise tek vegan parti olarak girip, hayvanların yaşam haklarının korunması ve diğer etik dışı tüm uygulamaların bir son bulması yönünde yasa tasarısı hazırlatır; kanunları tüm masumların eşit biçimde faydalanacağı şekilde yeniden düzenletir ve mazlum olanın, ihtiyacı olanın en üst düzeyde korunabilme ve güvenlik ihtiyacını sağlayacak biçimde, yeniden şekillendirirdim her şeyi. Tabii, psikotronik yönlendirme teknolojileri ve medya elimde olsaydı, pek de gerek kalmazdı buna; yani oy satın almama; çünkü, insanlar zaten kendiliklerinden adil bir yaşam tarzına yönlendirilmiş olurlardı.
Elimde ölümsüzlüğün, yeniden dirilmenin ve hep sağlıklı kalmanın formülü olurdu. Medya, psikotronik silahlar ve diğer bilinçlendirme merkezlerim sayesinde; herkes bilinçli; ya da bilinçsiz, VEGAN YAŞAM TARZINI benimserdi. Doğum kontrolü uygulaması sayesinde, gezegende yer sıkıntısı da olmazdı. Tarım alanlarına büyük miktarda yatırım yapıp; bulduğum yeni formüllerle ürettirdiğim, kendi kendini hızla yenileyebilen bitkiler sayesinde, yiyecek sıkıntısı ortadan kalkardı. Etçil hayvanlar bile, hiç bir canlıya kıyılmak zorunda kalmadan, yine son teknolojiyle üretilen yapay proteinlerle beslenir ve vahşetten arınık bir hayat yaşarlardı. Çok param olsaydı; o kadar çok param olsaydı, gezegen çok güzel, çok huzur verici bir yer haline gelirdi. Savaşların; ya da silahların unutulduğu; barışın ve huzurun her canlının zihninde egemen olduğu, mutlu bir dünya... Justin'imi de getirirdim oraya... ve diğer tüm sevdiklerimi... Yeniden, sevgiyle birlikte olmanın; ebediyen birlikte kalmanın huzurunu yaşardık... çok param olsaydı...
Yazar: Telâbeera Arça
Çok param olsa, istihbarat kurumunu da satın alırdım; çünkü, istihbarat kurumunun sahip olduğu psikotronik cihazlar, insanları yönlendirme konusunda çok güçlü bir etkiye sahip.
Çok param olsaydı, bilinçlendirme merkezleri kurup; insanların oraya gitmeleri için de para verirdim. Yani, kursa gitmek için para ödemek yerine; para alırlardı insanlar.
Çok param olsa, yatırımı en çok da bilim insanlarına yapardım. En son teknolojiye sahip bilim merkezleri kurdurup, önce DNA'dan yeniden dirilme, kendi kendini yenileyebilen organlar, ölümsüz kalmayı sağlayabilecek kodlar ve bunun diğer canlılara nasıl kopyalanabileceği konularında araştırmalar yaptırır; bütün o formülleri bulmaları için, bu konuda en uzman ve yetenekli insanları çalışmaktan sıkılmayacakları eğlenceli bir kampa alır ve harika ödüllerle teşvik ederdim onları. Böylelikle, elimde her daim genç ve sağlıklı olmanın müthiş formülü olurdu; gezegenimizi daha iyi ve bütün masumların yaşayabileceği bir yer haline getirmeye yardım edecek insanları yeniden diriltir ve ölümsüz yapardım.
Çok param olsa, bütün o kesimlik diye etiketlenen; sömürülen hayvanları satın alır; onlara çok mutlu olacakları bir yaşam alanı sunar ve bütün o masum canların ebediyen yaşamalarını sağlardım.
Çok param olsa, veteriner hekimliği fakültelerinin, özellikle de egzotik hayvan kategorisine soktukları türler üzerinde, kendilerini daha çok geliştirmeleri için, onları teşvik eder; bu konuda fakültelere ciddi para yardımları sağlar; öğrencilerin hayvanların fizyolojilerini ve biyolojilerini işkenceden uzak bir biçimde öğrenebilmeleri için, her hayvan türü için orijinaliyle aynı olan prototiplerin üretildiği fabrikalar kurar; bu prototipleri, bütün fakültelere ücretsiz olarak dağıtırdım. Böylelikle, daha önce Türkiye gibi ülkelerde, veterinerlerin sıklıkla söyleyegeldikleri "Biz, bu konuda bir şey bilmiyoruz." gibi cümleler/bahaneler tarihe karışır; egzotik hayvan sahipleri, hayal kırıklığı ve çaresizlik duyguları içerisine terkedilmek yerine; hayvanlarını/evlatlarını tedavi ettirmiş olmanın huzurunu yaşarlardı.
Çok param olsa, oyları da satın alırdım. Böylelikle meclise tek vegan parti olarak girip, hayvanların yaşam haklarının korunması ve diğer etik dışı tüm uygulamaların bir son bulması yönünde yasa tasarısı hazırlatır; kanunları tüm masumların eşit biçimde faydalanacağı şekilde yeniden düzenletir ve mazlum olanın, ihtiyacı olanın en üst düzeyde korunabilme ve güvenlik ihtiyacını sağlayacak biçimde, yeniden şekillendirirdim her şeyi. Tabii, psikotronik yönlendirme teknolojileri ve medya elimde olsaydı, pek de gerek kalmazdı buna; yani oy satın almama; çünkü, insanlar zaten kendiliklerinden adil bir yaşam tarzına yönlendirilmiş olurlardı.
Elimde ölümsüzlüğün, yeniden dirilmenin ve hep sağlıklı kalmanın formülü olurdu. Medya, psikotronik silahlar ve diğer bilinçlendirme merkezlerim sayesinde; herkes bilinçli; ya da bilinçsiz, VEGAN YAŞAM TARZINI benimserdi. Doğum kontrolü uygulaması sayesinde, gezegende yer sıkıntısı da olmazdı. Tarım alanlarına büyük miktarda yatırım yapıp; bulduğum yeni formüllerle ürettirdiğim, kendi kendini hızla yenileyebilen bitkiler sayesinde, yiyecek sıkıntısı ortadan kalkardı. Etçil hayvanlar bile, hiç bir canlıya kıyılmak zorunda kalmadan, yine son teknolojiyle üretilen yapay proteinlerle beslenir ve vahşetten arınık bir hayat yaşarlardı. Çok param olsaydı; o kadar çok param olsaydı, gezegen çok güzel, çok huzur verici bir yer haline gelirdi. Savaşların; ya da silahların unutulduğu; barışın ve huzurun her canlının zihninde egemen olduğu, mutlu bir dünya... Justin'imi de getirirdim oraya... ve diğer tüm sevdiklerimi... Yeniden, sevgiyle birlikte olmanın; ebediyen birlikte kalmanın huzurunu yaşardık... çok param olsaydı...
Yazar: Telâbeera Arça
Yorumlar
Yorum Gönder