Yaşlıca bir Fransız yanında çok güzel genç bir kadınla, Monte Carlo'da pahalı mücevherler satan bir dükkana girer…
Yaşlı adam;
─ Pırlanta bakacağız! der.
Satıcı vitrinden 4 bin dolar değerindeki pırlantayı gösterir.
Yaşlı adam suratını buruşturur;
─ Lütfen en değerli pırlantanızı gösterin! der.
Satıcı bu sefer kasadan bir yüzük çıkartarak uzatır;
─ Bu, en değerli yüzüğümüz, 120 bin dolar!
Yaşlı adamın genç ve çok güzel olan sevgilisi, yüzüğe bayılır.
Yaşlı adam çek defterini çıkarıp 120 bin dolarlık bir çek yazar;
─ Bugün cumartesi. Bankalar kapalı. Çeki size bırakıyorum. Pazartesi sabahı bankama telefon edin. Çekin karşılığını aldıktan sonra, çekin üstünde yazılı olan telefonumdan beni arayın. Biz de gelip yüzüğü alırız.
Pazartesi sabahı mücevherci, yaşlı adamı arar;
─ Siz benimle alay mı ediyorsunuz? Hesabınızda hiç para yokmuş!
Yaşlı adam;
─ Sen yüzüğü dükkanında sakla. Çeki de yırta bilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim.
Yaşlı adam;
─ Pırlanta bakacağız! der.
Satıcı vitrinden 4 bin dolar değerindeki pırlantayı gösterir.
Yaşlı adam suratını buruşturur;
─ Lütfen en değerli pırlantanızı gösterin! der.
Satıcı bu sefer kasadan bir yüzük çıkartarak uzatır;
─ Bu, en değerli yüzüğümüz, 120 bin dolar!
Yaşlı adamın genç ve çok güzel olan sevgilisi, yüzüğe bayılır.
Yaşlı adam çek defterini çıkarıp 120 bin dolarlık bir çek yazar;
─ Bugün cumartesi. Bankalar kapalı. Çeki size bırakıyorum. Pazartesi sabahı bankama telefon edin. Çekin karşılığını aldıktan sonra, çekin üstünde yazılı olan telefonumdan beni arayın. Biz de gelip yüzüğü alırız.
Pazartesi sabahı mücevherci, yaşlı adamı arar;
─ Siz benimle alay mı ediyorsunuz? Hesabınızda hiç para yokmuş!
Yaşlı adam;
─ Sen yüzüğü dükkanında sakla. Çeki de yırta bilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim.
Yorumlar
Yorum Gönder