TEPAV Direktörü ve Dünya gazetesi yazarı Güven Sak dünkü yazısında Yeni Amerikan Milli Güvenlik Belgesi’nin teknoloji transferini zorlaştıracağı iddiasında bulundu.
Yazının ilgili kısmı aşağıda yer almaktadır.
“Eskiden inovasyon sürecinin yarattığı teknolojik yenilikler daha çok savunma sanayii odaklıydı. Sonra Soğuk Savaş bitti. Bundan 10 yıl kadar önce Amerikan Savunma Bakanlığı büyük bütçeli ARGE projelerini rafa kaldırdı. Amerikan start-upları bu nedenle işsiz kaldı ve Amerikan inovasyon altyapısı odağını değiştirdi. Savunma odaklı olmaktan çıktı, bireysel tüketici odaklı oldu. Hayatımızı süratle değiştiren teknolojik yenilikler bundan sonra ortalığı sardı. Dijital dünya, fiziksel dünya ile gözle görünür biçimde, doğrudan iletişime geçmeye başladı. Mühendislerin enerjisi dün savunma alanına odaklanmışken, birden bireysel tüketiciye odaklandı.
Neden?
Savunma projeleri 10 yıllık uzun bir tatile çıktığı için. İşte o dönemde, bizim gibi ülkeler için, “parası neyse verelim, biz de alalım, biz de ölelim” dönemine girdi. Her şeyin ticaret olarak görüldüğü bir aralıktı. O dönem artık bitti. Yeni Amerikan Milli Güvenlik Belgesi, “Tatil artık bitti, lay lay lom dönemi sona erdi.” diyor.
Bundan böyle yeni silah sistemleri ile ilgili satın alma kontratlarına geri dönüleceğini “müjdeliyor”. Müjde elbette “milli güvenliğin inovasyon temeli”ni oluşturan imkanlar setine, üniversite-laboratuvar-özel şirket üçlüsüne. “Milli güvenliğin inovasyon temeli sayesinde “Fikirler yeniliklere, buluşlar ticari ürüne dönüşüyor, bu Amerika’nın gücüdür ve bir tek bize özgüdür.” diyor belge. “Gelip, üniversitelerimizden laboratuvarlarımızdan yararlandılar, bize karşı güçlendiler, şimdi buradan kimin yararlanacağına daha ciddi bakacağız.” diye de ekliyor. (..) Bu ne demektir? Bu, teknoloji transferi ve inovasyon sürecinin bir nevi politize edilmesi, siyasi şartlara bağlanmasıdır. Bundan böyle yalnızca silah sistemleri için değil, günlük sivil teknolojilere erişim için bile siyasi şartlar dinleme olasılığının artması demektir.
Teknolojik değişimin getirdiği iyimserlikten, teknolojiyi paylaşmanın getirdiği karamsarlığa doğru geçiyoruz. Dünyanın lideri artık kendisini iyi hissetmiyor. Kendisine güvenmiyor.
Kendine güvenmeyi atalet göstergesi sayıyor ve paranoyayı normalleştiriyor. (..)
Neden Amerikalılar böyle diye merak ediyorsanız, rakamlara bakın. Amerikan milli geliri yaklaşık 19 trilyon dolar. Çin neredeyse 11 trilyon’a ulaştı. Halbuki Soğuk Savaş’ın bittiği 1989 yılında, Amerikan “ataleti”nin başlangıcında, Amerikan milli geliri 5,7 trilyonda, Çin ise 350 milyarda idi. Ne oldu? 28 yılda Çin milli geliri yaklaşık 32 kat arttı. Amerikan milli geliri ise yalnızca 3 kat arttı.”
Yorumlar
Yorum Gönder