Çoğu zaman yaşadıklarımızı anlamlandırmak yerine, sadece geçip gitmesini isteriz. Zordur çünkü bu gibi durumları yönetmek. Bu konularda düşünmek, çoğu zaman o anları tekrar tekrar yaşamanıza neden olur. Peki böyleyken geçmiş kötü tecrübelerimizden nasıl ders çıkararak geleceğe ilerleyeceğiz. Unutmamanız gereken en önemli nokta ise hayatta her zaman yaşamaya değer bir şeyler vardır ve bakış açımız da olayları değerlendirmenizde size yardımcı olacak.
Karar alma süreci, beynin en yüksek performansta çalıştığı ve birçok geçmiş tecrübelerle oluşmuş değişkenleri bir araya getirerek sonuca ulaştırma aşamasıdır. Yani geçmişteki yaşanılanları doğru değerlendirmemek ve sonuca ulaştırmamak bir çok konuda gelecekte kararsız kalacağınız ve beyninizi fazladan zorlayacağınız anlamına gelir. (Etrafınızda gördüğünüz kararsız insanlar böyle oluşur. Ama onları eleştirmeyin. Çünkü, bu durum geçmişinde kötü şeyler yaşama ihtimalinin yüksek olduğu anlamına, yada analitik zekasının yavaş çalıştığına işarettir.)Bu yüzden olayların duygu boyutu ne kadar yoğun olursa olsun olaylar tazeyken (yaşanmışlığın beyinde bıraktığı izler) değerlendirmek beyninizi gelecek için daha iyi eğitmeniz anlamına gelir. Özellikle beynin karar mekanizmasının geçmiş tecrübelere göre oluşturulan nöral ağlardan geçerek oluştuğunu düşünürseniz.
Bu kısa makalede amacım yaşadığınız olayları (kötü veya iyi) mümkün olduğu kadar bilinçaltınızdan çıkartarak tüm boyutlarıyla değerlendirmenin önemini anlatmaktı. Uzatmak istemiyorum ama hayatta her zaman ihtiyacınız olacak ve size yol göstereceğini, geleceğinizi aydınlatacağını düşündüğüm bir kaç MEVLANA özlü sözü ile veda etmek istiyorum.
Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama, Gül başka leş başka kokar.
Doğruysan zarar gördüm deme, bil ki iyiler mutlaka kazanır.
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden önce doğar. Bekle senin olan sana mutlaka gelir.
Üzülme kaybettiğin her şey, başka bir sürette sana geri döner.
Hayat bir nefestir aldığın kadar, hayat bir kafestir kaldığın kadar, hayat bir hevestir daldığın kadar.
Ne fark eder ki kör insan için, elmas da bir cam da. Sana bakan kör ise, sen kendini cam sanma.
Yaren değil yar ol, sevgilin Mevla olsun. Diken değil gül ol, aşığın bülbül olsun. Dostuna öyle dost ol ki, adın derman olsun.
Bir gönül yapmak gelmediyse elinden, bir gönül yıkılmasın dilinden.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Yorumlar
Yorum Gönder