İnsanın bitmez tükenmez merakı ile kendini ve içinde bulunduğu evreni tanıma, anlama, şekillendirme arzusu onu ne kadar ileriye götürebilir dersiniz? Bunu merak ediyorsanız Kardashev ölçeği ile tanışma zamanınız gelmiş demektir.
Kardashev ölçeği, uygarlıkları; teknolojik gelişimlerini iletişim kurma doğrultusunda kullanabilecekleri enerji miktarına göre ölçeklendirir. 1964’te, kozmik sinyallerle dünya dışı akıllı yaşam arayan Rus astrofizikçisi Nicolai Kardashev, bir kültüre ait uygarlığın gelişmişlik düzeyinin iki temel şey üzerinde durduğu fikrini ortaya attı: Enerji ve teknoloji.
Rus astronom Nikolai Kardashev’in, Kardashev Skalası olarak bilinen dünya dışı uygarlıklara ilişkin oluşturduğu teorik sınıflandırmaya göre, akıllı medeniyetler kullandıkları enerji miktarına göre 3’e ayrılır.
Diğer gök bilimciler, ölçeği Tip 4’e (1046 watt) ve Tip 5’e kadar genişletmişler.
Kardashev kendi ölçeklendirmesinde, çok fazla gelişmiş olacağından Tip 3’ün ötesini tanımlamamış, daha sonra Michio Kaku, Robert Zubrin ve Carl Sagan gibi isimler Tip 3’ten sonrasını da tanımlamışlar.
Tip 1 (Gezegensel Kültür): Enerjinin tamamını kendi gezegenleri üzerinde kullananlar. Carl Sagan’ın geliştirdiği formüle göre biz 0.7 Tip medeniyet grubuna giriyoruz. Tip 1 olarak nitelenen bir uygarlık, gezegenindeki tüm enerji kaynaklarını kullanabilme yeteneğine sahip olmalı. Füzyon enerjisi de bunlardan biri.
“Teknoloji seviyesi günümüzde Dünya’da ≈4×1019 erg/saniye (4 × 1012 Watt) enerji tüketimi ile elde edilen seviyeye yakın. Guillermo A. Lemarchand bunu ” 1016 ve 1017 Watt arasında, Dünya’nın maruz kaldığı Güneş ışınlarına eşdeğer bir enerji kapasitesi ile çağdaş dünyasal uygarlığa yakın bir seviyede.” olarak ifade etti. Böyle bir uygarlık gezegenlerindeki enerji çıktısının tamamını ustalıkla kullanabilir. Bunun için insanlığın mevcut enerji üretimini 100.000 kat artırması gerekiyor. Yine de sonraki tip uygarlıklara göre geri olduklarını söylemek gerek.
Tip 2(Yıldızlararası Kültür): Enerjisini misafiri olduğu yıldızda kullananlar. Kurgusal bir Dyson Küresi. Böylesi bir yapı, tüm yıldızı çevreler ve ürettiği bütün enerjinin kullanılmasını sağlayabilir. Tip 2 uygarlıklar, büyük olasılıkla Dyson Küresi (veya benzeri) bir teknoloji yardımıyla kendi yıldızlarının bütün enerjisini kullanmanın yollarını bulacaktır.
Kendi yıldızının yaydığı bütün enerjiyi toplayabilen uygarlıklardır, örneğin Dyson küresi inşa edebilecek seviyede bir uygarlık. 4 x 1033 erg/saniye (4 x 1026 watt) yani Güneş’ten elde edebileceğimiz enerjinin tamamı kadar enerjiyi toplayabilirler. Alternatif olarak, yıldızın füzyon gücü, bu medeniyet tarafından ihtiyaçlarını karşılamak için büyük ölçekli bir reaktör olarak kullanılabilir.
Tip 3 (Galaktik Kültür): Diğer iki tip medeniyeti yok edebilecek güce sahip, yıldızlararasında seyahat edebilen ve galakside koloniler kurabilecek güce sahip olanlar. Tip 3 uygarlıklarda biyolojik canlılık teknoloji ile iç içe geçmiş olacaktır. Böylesi uygarlıklarda canlılığın tanımını yapmak oldukça güç olabilir.
İçinde bulunduğu galaksinin ürettiği enerjinin tamamını kullanan bu uygarlıklar 4×1044erg/saniye (4 x 1037 watt) gibi bir enerjiye hükmederler. Galaksiyi sömürgeleştirebilirler, yüzlerce milyon yıldızdan enerji çıkarabilirler, yıldızlararası uzayda gezinip sayısız gezegeni ele geçirebilirler.
İnsanlar açısından böyle bir türe erişim, hem biyolojik hem de mekanik olarak yüz binlerce yıllık evrim demektir. Tamamen biyolojik olan insanlar, muhtemelen, sibernetik arkadaşları tarafından kusurlu, alt seviye ya da evrilmemiş olarak görülürler.
Bunların dışında Kardashev’in tanımlarında yer almayan 3 tipten de bahsetmek istiyorum:
Tip 0 (Alt Evren Kültürü): Bu medeniyet enerji ve ham maddelerini ahşap, kömür ve yağ gibi organik esaslı kaynaklardan çıkarır. Bu bir yerlerden tanıdık geliyor olmalı. Böyle bir uygarlık tarafından kullanılan herhangi bir roket mutlaka kimyasal tahrik sistemine bağlı olacaktır. Bu tür yolculuk fazlasıyla yavaş olacağından, bu düzeyde bir uygarlık (çoğunlukla) kendi gezegeniyle sınırlı kalacak.
Tip 4 (Evrensel Kültür): Bu uygarlık, Evren’i kapsayan, galaksiler arası bir kültür olacaktır. Trilyonlarca yıldızın gücünü komuta ederek evrende seyahat edebilirler. Bu toplumlar, nihai ölümsüzlüğü elde etmek için, uzay-zaman yapısını değiştirme ya da entropinin kasıtlı olarak yavaşlatılması (ya da tersine dönmesi) gibi insanüstü özelliklere sahip olacaktır.
Tip 5 (Çoklu Kültür): Bu uygarlık, kendi evrenini aşmıştır. Evren ölçeğini(madde, uzay-zaman, çoklu boyutlar) manipüle etme yeteneğine sahiptir.
Bugün Kardashev’in tipleri 2 bakış açısıyla ve değerlendiriliyor.
1.GRUP
Matematiksel hesaplamaları değerlendiren I. Gruba göre; ‘evrende 2. ve 3. Tip medeniyetler mevcut değildir; çünkü ileri seviyede medeniyetlere dair bir iz ya da işaret yoktur.’
Büyük Filtre Teorisi: Yaşam öncesi evre ile 3. Tip medeniyetler arasında geçilemeyen bir sınır vardır. Yaşam buraya çarpar ve ilerleyemez. Büyük Filtrenin varlığı kabul edildiğinde ise; filtre gerimizde kaldı, filtreyi geçmeyi başaran ilk türüz ya da filtreyi aşamıyoruz.
2. GRUP
Sıradanlık İlkesini savunan II. Gruba göre ise; ‘evrende 2. Ve 3. Tip medeniyetler vardır ve onlarla iletişime geçemememizin mantıklı nedenleri vardır.’
Grubun öne sürdüğü ihtimaller ise şu şekilde sıralanabilir;
Bizden üstün olan medeniyetler dünyayı ziyaret etti; fakat ya henüz insanlar yoktu ya da onları algılayabilecek zeka seviyesinde değildik.
Samanyolu Galaksisi kolonize edildi; fakat biz galaksinin ıssız bir bölgesinde yaşıyoruz.
İleri seviye medeniyetlerin bir bölgeyi kolonize etme amacı olmayabilir.
Evrende hem zarar verme kapasitesi bulunan medeniyetler hem de ileri seviye medeniyetler vardır. İleri seviye medeniyetler, diğerleri tarafından fark edilmemek için sinyal göndermiyorlar.
Evrende süper yırtıcı bir medeniyet var ve diğerlerinin gelişimini engelliyor.
Bizimle iletişime geçmeye çalışan medeniyetlerin sinyallerini algılayabilecek teknolojiye sahip değiliz.
Hayvanat Bahçesi Teorisi: Dünya dışı canlılar bizi gözlemliyorlar.
İleri seviyedeki uygarlıklar bizimle birlikte yaşıyorlar; ancak biz onları göremiyoruz.
Gerçekliğin ne olduğuna dair tamamen yanlış tespitler yapıyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder