Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Gmail Dinamik E-posta Dönemi Başlıyor

Gmail 'Dinamik E-posta' özelliğini, 2 Temmuz'da aktif ediyor. Gmail, şimdiye kadarki en büyük dönüşümlerinden birine, birkaç hafta içinde ev sahipliği yapacak. Google, bu yılın başlarında sona eren beta döneminin ardından, 2 Temmuz'da e-posta hizmetine "dinamik e-posta" özelliğini getirmeye hazırlanıyor. Masaüstündeki Chrome, Opera, Safari, iOS ve Android platformlarında Gmail uygulamasını kullanabileceksiniz. AMP üzerine kurulu dinamik e-posta, kullanıcıların e-postalarla tamamen yeni şekillerde (buton) etkileşimde bulunmalarını sağlar. Gmail kullanıcıları yalnızca mesajlara yanıt vermek yerine, olayları yanıtlamak, anketleri doldurmak, yorumlara yanıt vermek ve görüntülerini doğrudan bir e-posta içinden tarayabilmeleri için RSVP'yi kullanabilecekler. Google, görselde örnek bir mail ile nasıl etkileşim yapabileceğinizi göstermektedir. Dinamik e-posta ile Gmail'de güncel bir konu göreceksiniz ve yorumları doğrudan bir mesaj içinde yanı

Ömür Uzatan Protein eNAMPT

Fareler üzerinde araştırma yapan bilim insanları, genç farelerin kanında bulunan bir proteinin yaşlı farelerin ömrünü uzatabildiğini keşfetti. Uzun yaşamak ve ölümsüzlük konusunda insanların değişik fikirleri olsa da genel olarak insanlar ölümsüzlüğü tercih ederler. Şimdilik doğrudan ölümsüzlük yerine yaşlanmayı geciktirici yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Washington Üniversitesi Tıp Okulundan araştırmacılar, uzun süredir tartışılan genç bireylerden kan transferinin yaşlanmayı geciktirdiği fikrini destekleyen bir hipotez ortaya attılar. Genç farelerde bulunan bir proteinin, yaşlı farelerin yaşam süresini uzattığı ortaya çıktı. Yaşlanma karşıtı çalışmaların büyük kısmı, Nikotinamid Adenin Dinükleotit (NAD) adı verilen yapıya odaklanıyor. Araştırmacılar, NAD’ın sağlıklı metabolizma enerjisi üzerinde etkisi olduğunu ve yaşlanan dokularda sistematik olarak azaldığını belirledi. Yeni araştırmanın yazarlarından Shin-Ichiro Imai, NAD seviyelerinin çok önemli olmasından

Araba Tercihini Etkileyen Faktörler

Dünyada bir çok araba markası var ve bunlar genellikle bir çok özellikleri göz önünde bulundurularak kategorize edilir. Maalesef söylemem gerekiyor ki, ticari reklamların bir çoğunun ürettiği içerikler ve araba sıralamaları sipariş üzerine yapılıyor. Bu da maalesef kullanıcıların hem doğru ürüne erişmesini, aynı zamanda da iyi hizmet alamamasına neden oluyor. Bu doğrultuda bu makalenin sipariş doğrultusunda değil de tamamen kendi tecrübelerim ve konuştuğum bir kaç araba tamircisinin konuşmaları doğrultusunda yazdığımı söylemem lazım.  Genel olarak dünya piyasasına baktığımızda Alman üretimi ve Japon üretimi arabaların gerek dayanıklılık gerek konfor, gerek yakıt tüketimi ve bir çok kategoride en üste olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Zira bir çok bağımsız istatistik kurumlarının araştırmalarını incelediğimizde ve satış rakamlarını göz önünde bulundurduğumuzda söylediklerimizin gerçeklik payını siz de anlamış olursunuz. Kalitenin de bir bedeli var ve bir çok Alman marka araba fiya

Artık Arabalar da Akıllı!

Turkcell Kopilot ile Arabanızın ve Sevdiklerinizin Güvenliğini Sağlayın! Varsayalım insan soyu kaldırılıp her şeyin kendiliğinden gelişip olgunlaştığı, sütlerin balların yerden kaynadığı, yiyeceklerin dallarından koparılmayı beklediği, herkesin gönlünden geçirdiğini hiç vakit kaybetmeksizin önünde bulduğu ve elde etmekte hiç zorlanmadığı bir Utopia ülkesine götürüldü. O zaman ne yaparlardı bu insanlar? Schopenhauer’un Hayatın Anlamı adlı eserinde bahsettiği bu durum aslında sahip olduğumuz şeyler üzerinde uygulanabilse çok daha ağrısız dönemler geçirip asıl odaklanmak veya ilgilenmek istediklerimize daha fazla zaman ayırabiliriz.  Şehir hayatında araba sahipliği de aslında biraz bu alana giriyor. Sahip olduğunuz arabada aklınız kalmadan geçireceğiniz zamanları veya siz arabada değilken sevdiklerinizin güvenliğini sizin yerinize düşünen birisi olsa nasıl olurdu? İşte Turkcell’de bu ihtiyaçtan yola çıkarak Kopilot’u geliştirmiş. Kopilot’un benzersiz özelliklerinden yara

Yaratıcı Çözümler İçin Rahatsız Edici Alarm

İnsanların zor durumda kaldıklarında çözüm üretmek için daha yaratıcı olurlar. Problemlerin tespiti ne kadar doğru ise üretilen çözümlerin de o kadar doğru olacağı çok açıktır. Bir diğer önemli konu ise üretilen çözümlerin ne kadar yaratıcı olduğudur. Konuyu anlatabilmek açısından daha önce karşılaştığım bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Hikaye aslında mühendislik problemlerinde üretilen çözümlerin ve günümüz teknolojilerinin bir çoğunun da sorununu ortaya koyan bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Diş Macunu fabrikası, üretim bandında bilinmeyen bir ayarsızlıktan dolayı bazı kutuların içine diş macunu tüpünü koymadan paketleyince müşterilerden boş olduğuna dair şikayetler almaya başlamış, Yönetim toplanarak acilen kendilerine hayli prestij kaybettiren “ boş gönderilen kutu “ sorununu 18 milyon dolarlık bir ek tesis yaptırarak çözmüşler. Yaptırılan ileri teknoloji yazılımı ile son derece hassas bir elektronik baskül paketlenmeden hemen önce her kutuyu tartıyor, olması ge

Kan Grupları Arasında Dönüşüm Artık Mümkün

Dünyanın en büyük sorunlarından birisi olan kan ihtiyacının önüne geçmek isteyen bilim insanları, A kan grubunu 0 kan grubuna dönüştürebilen yeni bir yöntem keşfettiler. Bu yöntem, bağırsaklarda bulunan bakteriyel bir enzimin A proteinini ayırmasıyla gerçekleşiyor. Kan ihtiyacı, sadece ülkemizin değil bütün ülkelerin bir sorunu. Dünya genelinde yıllık 55 milyon litre kan bağışlansa da bu miktar tam anlamıyla ihtiyacı karşılamıyor. Aslına bakarsak yapılan araştırmalar, 80 kiloluk bir kişinin vücudunda ortalama olarak 6 litre kan bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu da 55 milyon litre kanın en azından ihtiyaç durumunda yeterli olabileceğini düşündürüyor ancak ne yazık ki bu düşüne doğru değil. Bunun nedeni kan gruplarının dünya genelinde yayılışının aynı oranda olmaması. Örneğin; dünyada en çok 0 Rh pozitif grubuna sahip olan insanın yaşadığı biliniyor. Daha istatistiksel bir açıklamayla, yaşayan her 100 insanın 40'ı 0 Rh pozitif kan grubuna sahip. Her 200 kişiden sadece 1 tanesi ise

Bitkilerin Sensör Olarak Kullanılması

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan araştırmacılar, Cyborg üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bilim insanları, bitkilerin sensör gibi kullanılmasını sağlayan özel bir yöntem keşfederek geliştirdikleri bu projeyle ilgili bir tanıtım videosu yayınladılar. Dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden bir tanesi olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bünyesinde çalışan bilim insanları, 'Cyborg' olarak hayatımıza giren yeni bir terimi bitkiler üzerinde uygulamak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Haberimizin detaylarına girmeden önce bu Cyborg terimini birazcık irdelemek gerekiyor. Cyborg terimi en genel tanımıyla yarı canlı yarı robot anlamına geliyor. Biraz daha bilimsel açıklamak gerekirse Cyborg, organik ve yapay bileşiklerin birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışarak canlılara özel yetenekler kazandırması olarak tanımlanabilir. İnsanlar üzerinde örnek vermek gerekirse; saniyeler içerisinde bir yabancı dili öğrenmek ya da normal bir bireyin kaldırmasın