Geçmişte Avrupa'da idam etmek için giyotin diye bir araç kullanılırdı.
Giyotin, tarihte ölüme mahkum edilmiş suçluların ahşap bir düzeneğin tepesinden bırakılan keskin demir parçayla boynunun kesildiği bir idam yöntemi idi.
Giyotin, yaklaşık 200 yıllık kullanım süresi boyunca, suçlulardan, devrimcilere, aristokratlardan, krallara ve hatta kraliçelere kadar uzanan on binlerce kurbanın kellesini koparmıştır. Fransız Devriminin simgesi olarak kullanılmış, 18. 19. ve 20. yüzyıllara kara bir leke olarak geçmiştir.
Bu gün size anlatacağım hikaye de giyotinin idam yöntemi olduğu zamanlardan bir hikaye. Ama günümüzde de bir çoğuna ders niteliğinde bir olay...
Hikayemiz üç kişinin idama mahkum edilmesi ile başlar. Bunlardan biri papaz, biri hakim, biri de fizikçidir
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
– Son sözün nedir?
Der ki:
– Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır.
Allah...
Allah...
Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur.
Sıra hakime gelir, ona da sorarlar:
– Demek istediğin en son söz nedir?
Der ki:
– Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum.
Adalet...
Adalet...
Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hakimin de boynuna birkaç santim kala durur.
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hakim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da
– Son sözünü söyle derler
Der ki:
– Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hakim. Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar..
Bu hikayeden çıkan ders: toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir! Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi de göze almalıdır. Bu hikayenin size korku psikolojisi aşılamak için değil, neyi, nerede, ne şekilde ve ne zaman söylemeniz gerektiği ile ilgili bir ders olması dileği ile...
Yorumlar
Yorum Gönder