Genelde yaş ortalaması büyük olan insanlar çayın yanında şekeri kıtlayarak içer. Genelde Erzurum’da çayın kaşıksız gelmesinin nedeni Erzurum’da kıtlama içiliyor olmasıdır. Şeker, ağzın herhangi bir yerinde tutulur ve çay yudumlanır.
Diğer bir ayrıntı olarak “daha fazla çay içmeyeceğim” anlamına gelen, çay kaşığının ters olarak çay bardağının üstüne konulması Erzurum’da geçerli değildir. Erzurum’da çay kaşığı kullanılmadığından, “daha fazla içmeyeceğim” demek için çay bardağı, çay tabağının içinde yan yatırılır. bardağı bu şekilde bırakmadığınız sürece sürekli çay gelecektir.
Anadolu'da da, çay içilirken genellikle şeker çaya karıştırılmaz, kıtlama yapılır. Bunun nereden geldiği ile ilgili ise ilginç bir hikaye var. Bu ilginç hikayeye yolculuk etmeye var mısınız?
Eskiden İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.
İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar. Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular.
İngilizler Mollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10'nu teklif ettiler…
Nitekim bir Cuma Namazı'nda (İran'da Cuma Namazları o bölgenin en büyük camisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor) Cuma Hutbesi'nde Mollalar şu vaazı verdi: "Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çay'a katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!"
Bu vaazdan sonra İranlılar çaya şeker katmaya başladılar.
İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyi gitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı.
Bunun üzerine Mollalar ikinci bir fetva verdi Cuma Hutbesi'nde: "Gavur icadı şekeri çaya katmak caiz değildir!…" Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklara döktü…
İngiliz firmaları mecburen, mollalarla yeniden masaya oturdu.
Fakat Mollalar bu sefer % 20 pay istedi. Eee Dinsizin hakkından imanlı (!) gelir(miş). İngilizler çaresiz kabul etti.
Mollalar Cuma Hutbesi'nde bu sefer: "Biz size 'çay'a şeker katmayın' dedik ama 'sokaklara dökün de' demedik, şekeri sokağa dökmeyeceksiniz, şekeri çaya batıracak ve böylece gavur icadı şekere boy abdesti aldırarak içeceksiniz!" diye fetva verdiler.
Tabi ki bu fetva İran halkı tarafından yaşama geçirildi.
Dinin cahil insanları aldatmak, yönlendirmek, onları sömürmek açısından ne kadar etkili olduğunu gösteren bir örnektir bu yaşanmışlık.
'Cahil halklar siyasiler için büyük nimettir.'
Adolf Hitler
Kattığın değer için öncelikle teşekkür ederim. Bu hikayenin amacı aslında şeker üretiminin anlatmanın ötesinde sömürge mantığını ve din, inanç üzerinden yapılan sömürüleri anlatabilmektir.
YanıtlaSil