Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yaşlı Kurdun Pırlanta Oyunu

Yaşlıca bir Fransız yanında çok güzel genç bir kadınla, Monte Carlo'da pahalı mücevherler satan bir dükkana girer… Yaşlı adam; ─ Pırlanta bakacağız! der. Satıcı vitrinden 4 bin dolar değerindeki pırlantayı gösterir. Yaşlı adam suratını buruşturur; ─ Lütfen en değerli pırlantanızı gösterin! der. Satıcı bu sefer kasadan bir yüzük çıkartarak uzatır; ─ Bu, en değerli yüzüğümüz, 120 bin dolar! Yaşlı adamın genç ve çok güzel olan sevgilisi, yüzüğe bayılır. Yaşlı adam çek defterini çıkarıp 120 bin dolarlık bir çek yazar; ─ Bugün cumartesi. Bankalar kapalı. Çeki size bırakıyorum. Pazartesi sabahı bankama telefon edin. Çekin karşılığını aldıktan sonra, çekin üstünde yazılı olan telefonumdan beni arayın. Biz de gelip yüzüğü alırız. Pazartesi sabahı mücevherci, yaşlı adamı arar; ─ Siz benimle alay mı ediyorsunuz? Hesabınızda hiç para yokmuş! Yaşlı adam; ─ Sen yüzüğü dükkanında sakla. Çeki de yırta bilirsin. Sayende şahane bir hafta sonu geçirdim.

Kimler Fitre Vermek Zorundadır?

Nisab miktarı malı olan bir müslüman, hem kendisi için, hem fakir olan çocukları için, hem de hizmetçisi için fitre verir. Zengin olan çocukların fitreleri, İmam-ı A'zam'a göre o çocuğun malından verilir. İmam-ı Muhammed'e göre ise, onu da babası verir. Büluğa girmekle beraber akli dengesi yerinde olmayan çocukların fitresini de yine babası verir. Henüz doğmayan çocuk için ise, fitre verilmez. Bir kimse, kendi evinde otursalar bile, babası, anası, dedesi, ninesi için fitre vermekle mükellef değildir. Akrabalar da böyledir. Babaları hayatta olsun olmasın dede, oğlunun fakir çocukları (torunları) için fitre vermekle mükellef değildir. Bir kimse kendi hanımıyla büyük ve akıllı olan oğlunun fitresini vermekle mükellef değildir. Çünkü bunlar kendilerine sahip ve tek başlarına tasarrufa yetkilidirler. Fakat bunların müsaadesini alarak kocanın veya babanın onlar yerine fitre vermesi caiz olur. Ve bunlar kendi evinde ve idaresi altında iseler izinsiz de verebilir.

Cumhuriyete Yapılan Darbe

Bir ülke yönetiminin isminin ne olduğu önemli değildir. Örneğin İngiltere(Birleşik Krallık), Belçika, İsveç, İspanya krallıkla yönetilirken, Japonya imparatorluk, İran şeriat rejimi ve daha öncesinde da şahlık sistemi ile yönetiliyordu. Bu örnekler de çoğaltılabilir. Devletçilik anlayışında adaletin toplumun her kesime yayıldığı ülke yönetimleri her zaman başarıya ulaşacaktır. Bu yüzden ülke yönetimin başkanlık veya cumhuriyet olmasından daha çok bu tanımların içinin nasıl doldurulduğu önemlidir. 100 yaşına gelecekken yerleşmiş devletçilik kültürü cumhuriyete yapılan darbenin maalesef bu gün yansımalarını yaşıyoruz. Şuanda Türkiye bir ekonomik krizin değil, siyasi krizin faturasını ödüyor. Daha doğrusu Türkiye değil, Türkiye vatandaşları ödüyor. Maalesef sarayın kibir abidesinin asgari ücretlinin halinden anlayacağını pek zannetmiyorum. Mevcut başkanlık hevesinin millete faturası:   Hukuk Devleti Yok Edildi. Yatırımlar Durdu.  Millet İşinden, aşından oldu

Fitre Ne Zaman Ödenmelidir?

Temel ihtiyaçlarının dışında belli bir mala sahip ve durumu iyi olan oruç tutamayacak durumda olan insanların Müslümanların ramazan ayında fakirlere verdikleri yardıma fıtır sadakası denir. Buna fitre de denilmektedir. İslam dinince zengin sayılan bütün Müslümanların, fıtır sadakalarını vermeleri vaciptir. Fitre, Ramazan bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vacip olur. Fitreyi vermenin müstehab olan şekli ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telafi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir. Bu görüş İmam Ebu Hanife'nindir. Diğer üç İmama göre, fitre, Ramazanın son akşamı güneşin batmasından itibaren vacip hale gelir. Ödemenin bayram namazından sonraya tehiri de caiz

Fitre Kimlere Vacibdir?

Türkçede fitre şeklinde söylenen fıtır sadakası temel ihtiyaçların dışında yeterli miktarda mala sahip olan her müslümanın ramazanda vermesi vacip olan bir sadakadır. Fitre kişi başına verilir. Fitre vermek için şart olan, müslüman olmak, hür olmak ve asli ihtiyaçlar dışında nisab miktarı mala sahip olmaktır. Akıl ve büluğ fitrede şart değildir. Zengin akıl hastalarının ve çocukların fitreleri, velileri tarafından verilmelidir. Fitre vacib olduktan sonra nisab miktarı olan mal telef olsa bile, fitrenin ödenmesi şarttır. Fitre, orucun kabulüne, ölüm sekeratından ve kabir azabından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insani bir hayır ve medeni bir vazifedir. 

Lifecell’den Akıllı Kamera: Supercam

Supercam ile Sevdiklerinize Gözünüz Gibi Bakın Teknolojilerle deyimler çok bağlantılı aslında. Mesela “gözün gibi bak”. Ne güzel bir deyim değil mi? Bir şeyin ne kadar değerli olduğunu göstermek için söylenir. Eski zamanlarda önemsediği şeylerden ayrılmak zorunda kalan insanlara güven vermek için. Zaman ilerlese de ihtiyaçlar değişmiyor. Deyimler ve ihtiyaçlar da teknoloji ile birlikte yeni anlamlar kazanıyor. Gözün gibi bak deyimi için de başka bir çözüm var artık. Yeni bir teknoloji: Supercam Supercam evini, işini, evcil hayvanını, bebeğini… insanın önemsediği ne varsa gözü gibi bakabilmesi için yapılmış bir hizmet. Lifecell’in sunduğu güvenlik hizmeti Supercam ile kamera sistemlerinizden evinizi mobil uygulama sayesinde izleyebiliyor, geriye dönük kayıtlarınıza ulaşabiliyorsunuz. Çift taraflı konuşma özelliği ile cihaz üzerinden iletişim kurabiliyor, davetsiz misafirler için alarm alanı oluşturabiliyorsun. Tüm bu özellikleri ile gerçekten sevdiklerine gözün

Bir Ankara Masalı

Önce Melih Gökçek çıktı piyasaya… Bir gün önceden tüm Türkiye'yi haberdar etti "Yarın Mansur Yavaş'ın işini bitiriyorum" iddiasıyla… Şaibeli bir tetikçiyi 'Beypazarı Ülkü Ocakları eski başkanı' diye konuşturdular… Daha önceki seçimlerden sanki suçmuş gibi 'Alevi, Erzurumlu vs.' gibi aşağılanmak istenen Mansur Yavaş'ı bu defa da 'Makedon' ilân etti… Çaresizliğin ilk işaretleriydi bunlar… Geçtiğimiz seçimden kalan bir alacağın 'haram' karşısında ayaklarını yere vura vura geldiğini ve nasıl da bir korkuya yol açtığını gösteriyordu… Önce "Benim tarzım farklı" deyip edepli bir propaganda yürüteceğini gösteren Mehmet Özhaseki, baktı olmuyor, o da saldırgan bir üsluba yeltendi… "Mazimiz hizmet" afişleri apar topar piyasadan çekildi… Özhaseki'nin sahada ezildiği görülünce, sanki belediye başkan adayı Erdoğan'mış gibi onunla birlikte görülen görseller sahaya sürüldü… Bu arada saha sürekli