Yerel tohumları çoğaltmak, ürün almak, yeni senenin tohumunu ayırmak kadar, tohumları saklamak da çok emek ve dikkat istiyor. Karanlık, rutubetsiz, serin ve temiz bir ortamda saklanmalıdır.
Atalık-Yerel tohumlarımız geleneksel yöntemlerle bez torbalarda, kese kağıtlarında, evin ışık görmeyen bir yerinde, bir çıkın içinde genellikle de bir sandık köşesinde saklanarak, bu günlere kadar geldi.
Nenelerimiz ayırdıkları tohumları, yeni dikim mevsimine kadar odun külü, çıra, defne yaprağı, ceviz yaprağı, fesleğen gibi bitkilerle korumayı başarmışlardır.
Bugün çok önemli Tohum Gen Bankalari, Tohum Dernekleri, büyük küçük Tohum Bankaları var.
Bu önemli birimlerde tohumlar çok daha bilimsel yöntemlerle saklanıp geleceğe aktarılabiliyor.
Ancak biz yine de atalarımızın geleneklerinden vazgeçmeyelim.
Tükettiğimiz sebzenin, meyvenin tohumlarını geleneksel yöntemlerle saklayalım.
Vakti gelince toprakla buluşturalım.
Hem sağlıklı yerel tohum ürünleriyle beslenip, hem de yeniden tohum alalım.
Bir tohum tanesinin yeniden yaşama tutunmasına fırsat verelim.
Yerel-atalık tohumları yaşatan çiftçilere, küçük üreticilere destek olalım.
Her tohum yeni bir güne uyanıştır.
Her bir tohum içinde yeni bir yaşam taşır.
Yeter ki toprakla bulusşun.
Yeter ki, toprağını seven, tohumuna sahip çıkan, üreten çiftçilerin elinde hayat bulsun.
Kurda, kuşa, aşa, sağlıklı toplumlara ulaşmanın en kolay yolu Atalık yerel tohumlara sahip çıkmaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder