Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tıp Bayramı'nın Hikayesi

Her Yıl 14 Mart'ta Kutlanan Tıp Bayramı'nın Ortaya Çıkış Hikayesi... Aynı zamanda Tıbbiye-i Şahane Mektebi'nin de kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart'ın hikayesi.... Sadece Türkiye'de, Türk doktorlar ve sağlık çalışanları tarafından kutlanan, Türkiye'den başka yerde olmayan bayramdır. 14 Mart Tıp Bayramı. esasen, milli bir bayramdır. Tıbbiye-i Şahane Mektebi'nin de kuruluş yıl dönümüdür 14 Mart. ama 14 Mart'ın "Tıp Bayramı" olarak kutlanışının sebebi başkadır. 1919'un Mart ayında, İstanbul'da, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, İngiliz birlikleri tarafından işgal edildiğinde, işgalcilere karşı ayaklanmak ve okulu kurtarmak için çareler arayan tıp öğrencileri; okulun kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart'ı topluca kutlamaya karar verirler. Tıbbiye 3. sınıf talebesi olan Hikmet (Boran) bey önderliğinde büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk bayrağı asarlar, işgal kuvvetleri bu duruma müdahale etseler de durduramamışlar ve bu

Ubuntu Ne Demek?

Size klasik işletim sistemi tanımından farklı bir şey anlatacağım bu kısa makalede... Afrika’da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Oyun basittir. Çocukları belirli bir yerde yan yana sıraya dizer ve açıklar: “Herkes karşıdaki ağaca kadar tüm gücüyle koşacak ve ağaca ilk ulaşan birinciliği kapacak. Ödülü ise yine o ağacın altındaki güzel meyveleri yemek olacak.” Çocuklar oyuna hazır olunca, antropolog oyunu başlatır. İşte o anda bütün çocuklar el ele tutuşur ve beraberce koşarlar. Hedef gösterilen ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog şaşırır ve çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar. Aldığı cevap hayli manidardır; “Biz ubuntu yaptık..." Yarışsaydık, aramızdan sadece bir kişi yarışı kazanacak ve birinci olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir? Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik. Ubuntu bizim dilimizde “ Ben, biz olduğumuz zaman Ben'im de

Alzheimer Hastalığının Erken Tanısı Artık Mümkün!

Alzheimer hastalığının erken tanısında kullanılmak üzere geliştirilen kan testi Avrupa’da onay aldı. Kanda U-p53AZ pozitifliğine bakılan testte, Alzheimer gelişmeden 5-6 yıl öncesinde de kanda pozitif olan bu anormal protein saptanabiliyor. Tanıda arada kalınan hastalar için hekimlere yol gösterici olacak. Özellikle erken evre tanının neredeyse hiç konulamadığı Türkiye’de bu test uygulanırsa, bilinen hasta sayısının en az bir kat daha artacağına eminim. Alzheimer için henüz tedavi mümkün değilse de erken tanı hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve gelecekte bulabilecek tedaviyi yakalama adına bir şanstır. Bunun dışında ketojenik beslenmenin türevleri MMSE skorlarında anlamlı sonuçlar elde etmektedir. Bilim adamları için bu gelişme Alzheimer hastalığının Erken tedavisinin de bulunması ve ya birinci aşamada Alzheimer  gelişimin önlenmesi olacak. Çok yakın zamanda Alzheimer hastalığının da tedavisinin bulunması dileği ile, bu alanda çalışan bütün bilim insanlarına teşekkürü bir borç bilir

Mazot Fiyatı Kıtlık Tehlikesi Oluşturuyor!

Yaşadığım konum itibari ile çevremde bir çok kişi çiftçilikle uğraşıyor. Son zamanlarda bir kaçıyla konuşma imkanı buldum ve bu yazıyı bir zorunluluk olarak kaleme almak istedim. Çiftçilerin son zamanlarda kara kara düşündüren mazot fiyatlarının artmasına bağlı olarak tarlalarını boş bırakma tehlikesi bulunuyor. Konuştuğum çiftçilerden bir kaçı da bu sene ekim yapmayacaklarını söylüyorlar. Bu çiftçiler her sene 300-400 dönüm arasında tarlalara buğday, pancar, ay çiçeği eken çiftçiler. Siz de en azında bu söylediklerime göre nelerin fiyatlarının artacağını, hangilerinde kıtlık yaşayama ihtimali olduğunu tahmin ediyorsunuzdur. Her ne kadar çiftçilere mazot desteği gerek belediyeler, gerekse de devlet eliyle verilse de bunların hiç biri yeterli olmuyor. Gıdanın milli bir politika olması gerektiği ve çiftçilerin bir an önce mazot probleminin çözülmesi gerekiyor. Bunun yanında yerli tohum sertifikasyonu ile ilgili saçmalık, gübre ve ilaçlama gibi sorunların da çözülmesi lazım. Bir diğer öne

Putin'i Kızdırmayın!!!

Son zamanların gündemden düşmeyen konusu Rusya'nın güvenlik tehditlerine karşın Ukrayna'ya gerçekleştirdiği askeri operasyondur. Gerek Türk medyasında, gerekse de Amerika'nın güdümündeki medyada olayların çarpıtılarak yansıtılması, Rusya'nın önünde ordu varmış imajı çizilmesi tamamen algı operasyonlarının bir parçası. Hemen hemen tüm askeri uzmanlar Rusya'nın Suriye'nin şehirlerini bombaladığı gibi bir eylemi Ukrayna'da yapmadığını çok iyi biliyor. Kardeş Ukrayna halkına olan hassasiyetinden dolayı çok özenli operasyonlar yapılıyor. Rusya'nın yaptığı tamamen askeri kuşatma ve kendi güvenliği için gerekli eylemleri Ukrayna hukumetine kabul ettirmektir. Ya bugün, ya da yarın Ukrayna hukumeti Rusya'nın bütün şartlarını kabul etmek zorunda kalacaktır. Çünkü dağınık ordunun, gerek Amerikan-İsrail yapımı palyaço kahramanın Rusya karşısında dayanacak gücü yok. Rusya'nın askeri gücünü hafife almak ancak Amerikan güdümündeki medya organlarının yapacağı bi

Devexpress XPO ile ORM üzerinden Index Yönetimi

Veritabanı sorgu performansını etkileyen en önemli konulardan bir tanesi indexleri doğru uygulamaktır . Uygulamanızın tablolarda nasıl sorgular yapacağını, hangi alanları sıkça kullanacağını önceden tahmin ederek indexlemesini tablo oluştururken yapmak uygulama performansını da yükseltecektir .  Bu kısa makalede Veritabanı indexlerinin Devexpress XPO ile nasıl oluşturulacağını ve kullanılacağını anlatmaya çalışacağım.  Baştan bunu söylemem lazım... Devexpress XPO'nun en beğendiğim özelliklerinden bir tanesi objeleri tanımlarken indexleri de beraberinde oluşturabilmesidir.  Önemli Not 1: Daha önce oluşturulan tablolar üzerinde index oluşturabilirsiniz. Bunu yapmadan önce tablonun büyüklüğünü de göz önünde bulundurarak index oluşturma süresine bağlı olarak gecikme olabileceğini dikkate alın. Hatta benim tavsiyem daha önce oluşturulmuş ve içinde100k üzeri veri olan tablolarda index oluşturmamanızdır. Mümkünse manuel olarak veritabanından oluşturduktan sonra bağlantı yapın. Önemli No

App Store'de Uygulama İçi Satın Alma İncelikleri

2020 senesin kasım ayında App Store'de ilk uygulamamız olan Keloğlan Masalları uygulamasını yayınladık. Uygulamayı Xamarin Forms ile geliştirmiştik. Uygulamanın kazanç modeli tamamen reklam gelirleri ndendi. Uygulama indirme sayısı, kategorisi göz önüne alındığında yüksek olsa da, sadece reklam gelirleri ile beklenen kazançları sağlama noktasına ulaşamadık. Uygulamadan reklamları kaldırarak ücretli versiyona geçtiğimizde ise indirme sayılarında büyük bir düşük yaşadık. Hatta 1 aylık denemeden 0 satın alma olunca başka çözümler üretmemiz gerektiğine karar verdik.  Bunun için yaptığımız çalışma sonucunda uygulama içi satın almaları aktif etme kararını aldık. Ön çalışma sonucunda uygulamanın önemli özelliklerini ayrıştırarak %50 oranında ücretsiz  ve geri kalan özellikleri ise VIP üyeliğe aktardık. Bu şekilde hem ücretsiz kullanımı da mümkün kılarken uygulama geliştirirken hedeflediğimiz rakama kısa süre içinde ulaşabildik. Bu başarı yolculuğunu ve tecrübemi sizlerle paylaşmak isted