Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cevap Veremediği Soru

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Mersin gezisindeyken şehirde gördüğü büyük binaları sormuş. - Bu köşk kimin? - Kirkor'un - Ya şu koca bina kimin? -Yargo'nun - Ya şu? - Solomon'un Atatürk Sinirlenerek sormuş. -"Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz !?" Gazi Mustafa Kemal Atatürk Toplananların arasında bir köylünün sesi duyulur; - Biz Yemen'de, Tuna boylarında, Balkanlarda, Arnavutluk Dağları'nda, Kafkas'larda, Çanakkale'de savaşıyorduk Paşa'm ! Atatürk bu hatırasını anlatırken 'Hayatta cevap veremediğim yegane insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur.' demiştir. Şimdi ise benim cevap bulamadığım bir soru var !? Bin bir emekle bu halkın ürettiği ve değer kattığı fabrikalar satılırken siz neredesiniz? Hangi cephelerde savaşıyordunuz da bunları kaybettik ve çoğunu da düşmanlarımıza satılmasına, peşkeş çekilmesine göz yumdunuz? Vatanım için şunu yapıyordum da kaybettim de ! O aksakallı dedemin söylediği gibi bir şey söyle!

Aklın Bedeli Kas Gücünden Fazladır

Genel görüş olarak insanların ne iş yaparlarsa yapsınlar aynı maaşları alması fikri bana çok saçma gelmiştir. Bu fikrin de insanları okumaktan, kendini geliştirmekten ve gelecek beklentilerini yok edeceği kanaatindeyim. Örnek bir mühendisle bir işçi aynı parayı alacaksa mühendis neden okumuş, neden senelerini bunun için harcasın ki. İşte bu yüzden komunizmin çoğu felsefesi bana ters geliyor. Ağzı iyi laf yapan bir kaç düşünürün 18 - 19 yüz yıllarındaki uydurmasıyla insanların soldur, komizmdir gibi saçma düşünceleri benimsemesi de kendini geliştirmemesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Örnek verecek olursam da daha önce okuduğum bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Anlatacağım olay sanayi devriminin ilk yıllarında buhar makinelerinin ilk çıkış zamanına kadar dayanıyor. Yani zekanın  ve aklın iş gücünden daha önemli olmaya başladığı yıllara Fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinelerden biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durur. Mevcut teknisyenler makiney

NASA, Samanyolu’nun ‘ABLASINI’ görüntüledi.

NASA, Hubble Uzay Teleskobu’nun çektiği, Samanyolu’nun ‘ablası’ olarak kabul edilen NGC 6744 adlı galaksinin, yüksek çözünürlüklü fotoğrafını yayınladı. Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı NASA, Hubble Uzay Teleskobu'nun kamerasının çektiği, Samanyolu galaksisine oldukça benzeyen, fakat onun en az 2 katı büyüklüğündeki NGC 6744 adlı galaksinin yüksek çözünürlüklü fotoğrafını yayınladı. Fotoğraftan NGC 6744 galaksisinin bizim de bulunduğumuz Samanyolu ile birçok ortak özelliği olduğu anlaşılıyor. Fakat uzmanlar, NGC 6744'ün Samanyolu'nun en az 2 katı büyüklüğünde olduğunu kaydediyor. Galaksinin merkezi tıpkı Samanyolu gibi yaşlı sarı yıldızlardan oluşuyor. Merkezden galaksinin kenar kısımlarına doğru mavi ve pembe tozlu spiral bölgelerin arttığı görülüyor. Mavi bölgeler genç yıldız öbeklerinin, pembe bölgeler ise yıldız oluşum alanlarının varlığını gösteriyor. Bunlar galaksinin hala aktif bir şekilde gelişmeye devam ettiğini gösteriyor. NASA'nın Avrupa

Fermi Paradoksu Nedir?

Fermi paradoksu, Dünya dışı yaşamın yüksek olasılığı ve bizim onlarla temas kuramamış olmamız arasındaki tutarsızlıktır.  1950’de ünlü İtalyan fizikçi Enrico Fermi, Los Alamos ulusal laboratuvarlarında çalışırken, meslektaşları ile arasında geçen muhabbet esnasında ortaya çıkmıştır bu paradoks. Daha sonra Fermi problemi, Büyük Sessizlik, Fermi-Hart Paradoksu, Tsiolkovsky-Fermi-Hart Paradoksu olarak da adlandırılacaktır. Bütün bu değişik isimler, Fermi gibi birçok bilim insanının zeki yaşamın olası bolluğu ve bizim henüz tespit edememiş olmamız nedeniyle aynı çıkmaza ulaşmış olmalarından kaynaklanmaktadır. Evrenin boyutu ve yaşı, teknolojik olarak gelişmiş bir çok uygarlığın var olması gerektiğini göstermektedir. Ancak bu hipotez, bunu destekleyecek gözlemlenebilir verinin eksikliği nedeniyle tutarsızdır” 1961’de yazılan Drake denkleminde ortaya çıkan Dünya dışı uygarlıkların tahmini sayı aralığı ve Kepler Teleskobu ile keşfetmeye devam ettiğimiz yüzlerce gezegen b

Kardashev Skalasına Göre Biz Neredeyiz?

Kardashev ölçeği, uygarlıkları; teknolojik gelişimlerini iletişim kurma doğrultusunda kullanabilecekleri enerji miktarına göre ölçeklendirir. Biz de bu makalemizde teknolojik gelişmelerin ve dünyadaki enerji potensiyalının kullanmasına eşdeğer olarak bu skalada nerde olduğunu açıklamaya çalışacağım.  İnsanlığın artan enerji kullanımı önceki yüzyılda 0,582 civarındayken yaklaşık 0,72 Kardashev ölçeğine tırmandı. Carl Sagan geliştirdiği formül (K: Kardashev Skalası, P: Enerji kullanımı) ile insanlığın şuan bulunduğu düzeyi 0.724 Tip olarak hesaplamıştı. Bu nedenle henüz Tip 1 uygarlık sınıfında bile değiliz. Teorik fizikçi Michio Kaku; insanların Tip 1 durumuna 100-200 yılda, Tip 2 durumuna birkaç bin yılda, Tip 3 durumuna 100,000 ile bir milyon yılda ulaşabileceğini öngörüyor. Bu arada insanlık için Kardashev ölçeğine uyan bir uygarlığın varlığı da hala araştırma konusu… Ayrıca Michio Kaku’nun konu ile ilgili açıklama yaptığı videoyu da aşağıdaki linkten izleyeb

Kardashev Skalası (Kardashev Ölçeği)

İnsanın bitmez tükenmez merakı ile kendini ve içinde bulunduğu evreni tanıma, anlama, şekillendirme arzusu onu ne kadar ileriye götürebilir dersiniz? Bunu merak ediyorsanız Kardashev ölçeği ile tanışma zamanınız gelmiş demektir. Kardashev ölçeği, uygarlıkları; teknolojik gelişimlerini iletişim kurma doğrultusunda kullanabilecekleri enerji miktarına göre ölçeklendirir. 1964’te, kozmik sinyallerle dünya dışı akıllı yaşam arayan Rus astrofizikçisi Nicolai Kardashev, bir kültüre ait uygarlığın gelişmişlik düzeyinin iki temel şey üzerinde durduğu fikrini ortaya attı: Enerji ve teknoloji. Rus astronom Nikolai Kardashev’in, Kardashev Skalası olarak bilinen dünya dışı uygarlıklara ilişkin oluşturduğu teorik sınıflandırmaya göre, akıllı medeniyetler kullandıkları enerji miktarına göre 3’e ayrılır. Diğer gök bilimciler, ölçeği Tip 4’e (1046 watt) ve Tip 5’e kadar genişletmişler. Kardashev kendi ölçeklendirmesinde, çok fazla gelişmiş olacağından Tip 3’ün ötesini tanımlamamı

Neden Dünya Dışı Canlılara Ait Teknoloji Tespit Etmedik veya İletişim Kuramadık?

Uzaylılarla ilgili birçok komplo teorisi olsa da gerçekten bilimle uğraşan veya en azından fizik kanunları ile ilgili az da olsa bilgisi olan insanların uzay veya başka bir dünya dışı yaşamla ilgili iletişimin ne kadar zor olduğunu anlaya biliyordur. Dünya teknolojisinin geldiği nokta ve keşfedilmeyi bekleyen bir çok bilimsel sırlar bunları demeye esas veriyor. Örneğin yeni yapılan bir araştırma ışık hızının aşılabileceğini söylerken bizi İzafiyet teorisine göre bunun mümkün olmayacağını biliyoruz. Tüm bunlar varken bir nesnenin veya bilginin ışık hızının bile çok büyük katlarında taşınabilmesi iletişimi mümkün kılabilir. Teknik olarak baktığımızda mevcut teknoloji ile şık hızına bile ulaşamayız. I, II ve III kozmik hızları da göz önünde bulundurduğumuzda ışık hızının çok küçük bir yüzdesine mevcut teknoloji ile ulaşabilmiş durumdayız.  Ancak, yeterince gelişmiş bir uygarlığın ışık hızının en azından yarısına, hiç olmazsa %10’una ulaşabilecek teknolojik düzeye ulaşmış olm