Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Zengin Koca Avcısı Güzele Ekonomik Cevap

Dünyanın en büyük finans şirketlerinden J.P. Morgan'ın CEO'su James Dimon'un, zengin koca avcısı bir kızın kendisine attığı bir e-mail'e verdiği cevap... " Sayın Morgan, Sizinle dürüst olacağım... Bu yıl 25 yaşına giriyorum. Çok güzelim, iyi bir stilim var ve kaliteli şeyleri severim. Yıllık geliri en az 500 bin dolar veya daha fazla olan bir adamla evlenmek istiyorum. Aç gözlü olduğumu düşünebilirsiniz fakat New York’ta yıllık geliri 1 milyon dolar olan insanlar maalesef orta sınıf sayılıyor. Çok şey istemiyorum. Bu sizin sitenizde yıllık geliri 500 bin dolar veya daha fazla olan biri var mı? Hepiniz evli misiniz? Sormak istiyorum, sizin gibi zengin insanlarla evlenmek için ne yapmam gerek? Bugüne kadar birlikte olduğum erkekler arasında en zengini yılda 250 bin dolar kazanıyordu. Central Park’ın batı yakasında, yüksek bütçeli rezidanslarda yaşamak isteyen biri için yıllık 250 bin dolar yeterli değil. Size alçak gönüllülükle soruyorum:

Evlilik Niye Yapılmaz!

Evlenmeyen bir pişman evlenen bin pişman farkında mısınız? Evlilik başa bela günümüzde. Önceden insanlar birbirine "Evlen!" diyordu, şimdikiler " Deli misin? Sakın evlenme! " tembihleri yapıyor. Ben karışmam, kim ne isterse onu yapsın! Zira zorlamayla yapılan evliliklerin halini görüyoruz maalesef. İçten gelmeyen, başkalarının ısrarıyla yenilen yemek nasıl mide bulandırıyorsa, başkalarının ısrarıyla yapılan evlilik de bir o kadar rahatsız edicidir emin olun. Evlilik, başkaları için yapılmaz. Evlilik, başkasına hava atmak için yapılmaz. Evlilik, başkasını memnun etmek için yapılmaz. Evlilik, başkaları çatlasın diye yapılmaz. Evlilik, başkaları kıskanıldığı için yapılmaz. Evlilik, başkalarını kıskandırmak için yapılmaz. Evlilik, ötekine kaptırmayayım, ben kapmış olayım bu kişiyi diye yapılmaz. Evlilik, evden kurtulmak için yapılmaz. Evlilik, facebookta düğün resimleri gördünüz, havaya girdiniz yapılmaz. Evlil

Oğlunun Katilini Bulmak İçin İnanılmaz Plan - Henry Slesar / Temiz Cinayetler

Aaron Hacker'in emlak bürosunun önünde New York plakalı kırmızı, spor bir araba durdu. Arabadan inen şişman adam, büroya doğru yürüdü. Sıcaktan ter, ince elbisesinin üstüne kadar çıkmıştı. 50 yaşında görünüyordu. Yüzü heyecandan kızarmış, fakat kısık gözlerindeki kararlı, donuk bakış değişmemişti. İçeriye girince başıyla Aaron'a selam verdi. "Bay Hacker?" Aaron gülümseyerek, "Evet, benim, sizin için ne yapabilirim. Bay..?” Şişman adam, “Dill" diyerek kendisini tanıttı. "Zamanım çok az, hemen konuya girsek iyi olacak.” Dedi. “Benim için de iyi olur Bay Dill. İlgilendiğiniz belli bir yer var mı?" "Doğrusunu isterseniz, evet. Kasabanın kenarındaki eski bina.” "Sütunlu ev mi?" "Ta kendisi. Yanılmıyorsam üzerinde SATILIK tabelası var." Aaron kuru bir sesle, "Evet." Dedi. “Bizim satış listemizdedir." Kalınca bir defterin yapraklarını karıştırdı. Sonra daktilo ile yazılm

Korkularınızın Hayatınızı Etkilemesine İzin Vermeyin

Bir Hint masalı... Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri; fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcılardan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki; 'Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.' Aslında tüm insanların durumu da buna benzemiyor mu? Yada aldığımızı kararlarda korkularımız ne kadar etkili? İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, çünkü aynı zamanda kaybetmekten de korkuyor... Düşünmekten korkuyor, çünkü sorumluluk getireceğini biliyor... Konuşmaktan korkuyor, çünkü konuşursa eleştirilebileceğini biliyor.. Yaşlanmaktan korkuyor, ama aynı zamanda yaşının kıymetini de bilmiyor...

Her Erkeğin Arzulayacağı Zayıflama Yöntemi

Adam biri aşırı kiloluymuş. Seneler geçmiş ve sağlığı da tehlikeye düşünce doktoru en kısa zamanda diyet ve spor yaparak zayıflamasını söylemiş. Nasıl yapayım diye kara kara düşünürken gazetede 'garantili zayıflatma' diye bir ilan görmüş ve hemen ilan için arama yapmış. Zayıflatma şirketinin bir kaç programı varmış. En basitinden başlayayım diyerek... "3 günde 5 kilo" programına yazılmış.  Ertesi günü sabah kapısı çalmış. Açınca bir de ne görsün! Karşısında 20 yaşlarında, dünya güzeli, sporcu ve üzerinde giysi olarak sadece ayakkabı bulunan bir kadın!!!  Kadın kendini tanıtmış, zayıflama şirketinden geldiğini söylemiş, sırtını dönüp koşmaya başlamış, sırtında bir etiket varmış, "yakalarsan seninim". Adam kızın arkasından koşmaya başlamış, kilometrelerce koşmuş, kan ter içinde kalmış ama kızı ormanda yakalamış ve beraber olmuşlar. Programın dördüncü günü adam gerçekten de 5 kilo zayıfladığını görmüş. Şirketin zayıflatma metodunu çok

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye İçin Yaptıkları

Uzun vadeye yayılan süreçleri bazen fark etmeyebiliriz. Belki olayın tamamını görebilmek için bir az daha geniş bir açıdan bakmaya çalışacak olursak aşağıdakileri görecekseniz. Genelde iktidarlar iyi işleri ön planda tutarken yapılmış kötü işlerin gündeme gelmemesi için özel bir çaba sarf ederler. Bu makaleyi sonuna kadar okumanız Türkiye milli değerlerinin yaratılma ve satılma (özelleştirme) süreçlerine farklı bir açıdan bakmanızı sağlayacak. Konuyla ilgili yorumlarınızı da bekliyorum. AYYAŞ BİR SİGARA YAKTI. BİR BARDAK RAKI KOYDU ... Yıl :1902 Harp Okulu'ndan  teğmen Yıl :1905 Harp Akademisi'nden KURMAY YÜZBAŞI olarak mezun ... AYYAŞ BİR BARDAK DAHA DOLDURDU. Yıl :1911-1912 Trablusgarp Savaşı sonrası BİNBAŞI rütbesi ... Yıl :1913 Sofya'da askeri ateşemiliter görevindeyken YARBAYLIK ... Çanakkale Savaşları sırasında ALBAY ... Çanakkale Savaşlarından''Anafartalar Kahramanı'' olarak ayrılırken savaş sonrası GENERALLİK ... AYYAŞ BU DURUR MU ? BİR

Temel'in Düz Mantığı

Temel bir yarışmaya katılır ve kazanır. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitabın adı da "Düz Mantık" tır. Temel hediyeyi alırken sorar; -Bu kitapta ne yazıyor? -Okuyunca öğrenirsin... -Ben onunla uğraşamam, anlat bakiim sen bana. -Pekala. Bak şimdi; senin evinde akvaryum var mi mesela? -Evet var... -O zaman içinde su da vardır? -Evet var... -İçinde su varsa balık da vardır? -Evet var... -Balık varsa hayvanları da seviyorsundur sen? -Evet... -Hayvanları seviyosan insanları da seversin herhalde? -Evet... -O zaman senin sevgilin de vardır? -Evet var. -Yaşlı görünüyorsun o zaman sen evlisindir? -Evet. -E karın olduğuna göre de, homoseksüel değilsindir? -Evet. -Bak gördün mü? Düz mantık buna denir işte... Temel çok etkilenir. Kitabı alır koltuğunun altına eve doğru giderken Dursun'u görür... Dursun sorar; -Temel o ne? -Düz mantık kitabı! -Nası bir şey bu anlat bakalım... -Bak şimdi; sizin evde akvaryum var mı? -Yoo